Dış ticaretten elde edilen kazançların ölçülmesine yönelik bir teori geliştirmek isteyen Mill, “karşılıklı talep kanunu” olarak bilinen analizinde. yeni bir mal üreten bir ülkenin malına olan yabancı talepteki artışın ticaret hadlerini o ülkenin lehine çevireceğini, ancak mevcut ihraç malının üretim maliyetini düşüren bir teknolojik yenilik durumunda ticaret hadlerinin teknik ilerlemeyi sağlayan ülke aleyhine döneceğini savunmuştur (BLOOMFİELD, 1984; 187). Mill’ın bu analiz ile vardığı sonuç, “mamül malların değişim değerlerinin tarımsal ürünler ve ham maddelerle karşılaştırıldığında nii fus ve endüstrinin gelişmesiyle belirgin ve kararlı bir düşme eğilimi içinde olacağı” şeklinde özetlenmiştir (SARKAR, 1986; 34). Aralarında Mill, Marshall, Edgeworth, Keynes ve Robertson’un da bulunduğu birçok iktisatçı, uzun dönemde birincil mal olarak nitelenen tarımsal ürünler ve hammaddelerin mamül mallar karşısındaki ticaret hadlerinin iyileşeceğini düşünmüşlerdir. Sözü geçen iktisatçılar bu görüşlerinin genel olarak tarımda azalan verimler ile sanayide artan verimler kanununa dayandırmışlar ve teknolojik ilerlemenin daha çok mamül mallar kesiminde ortaya çıkacağını, bu kesimde sağlanan teknolojik yeniliklerın üretimi artıracağını ve mamül malların fiyatlarını nisbi olarak gerileteceğini savunmuşlardır. 3. Bozulan Ticaret Hadleri Hipotezi Bozulan ticaret hadleri hipotezi yada yaygın olarak bilinen diğer bir adı ile . Singer Prebisch tezi temel olarak, uzun dönemde birincil nıalların mamül mallar karşısındaki nisbi fiyatlarının sürekli olarak bozulmakta olduğu ve gelişmekte olan ülkelerinde dış ticaret yapıları bakımından genel olarak birincil mal ihracatçısı ve mamül mal ithalatçısı konumunda bulundukları gerçeğinden hareketle, dış ticaret hadlerinin bu ülkeler aleyhine gelişim gösterdiği görüşü ile tanım lanabilmektedir. |