Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-02-2007, 14:14   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Devşirme memuru vazifesinde tamamen serbestti. Elinde bulunan ferman çerçevesinde kazalara göre tesbit edilmiş miktarda çocuk devşirirdi. Her kırk hanede bir oğlan devşirmek kanundu. Devşirme yapılacak yerde bütün görevliler ile o bölgenin papazları ve çocukların babaları hazır bulunur, herhangi bir suistimal olmaması için vaftiz defterlerindeki kayıtlara bakılarak karar verilirdi. Devşirme olarak alınan çocuğun köyü, kazası, sancağı, baba ve anasının isimleri, doğum tarihi, eşkali bir deftere yazılırdı. Bir aileden bir çocuk alınır, tek çocuğu olanlardan ise devşirme alınmazdı. Ticaretle meşgul olduklarında Yahudilerden devşirme alınmazdı. Özellikle asil ailelerin çocuğunun alınmasına dikkat edilirdi. İyi terbiye göremeyeceği gerekçesiyle anası ve babası ölmüş çocuklarla, şımarık olur düşüncesiyle köy kethüdâsının oğlu devşirilmezdi. Arıca Türkçe bilenler, çoban çocuklar, kel, uzun ve kısa boylu olanların alınmaması kanundu. Poturoğulları denilen Bosna Müslümanlarından ise devşirme alınmasına müsaade edilmişti. Devşirilen çocuklara kırmızı yırtmaçlı muvahhidi aba ve başlarına da kırmızı keçeden külâh giydirilirdi.[1]

Devşirilen çocuklar “sürü” denilen yüzer, yüzellişer, ikiyüz veya daha fazla kişilik kafileler halinde “sürücü” denilen devşirme memurlarının ve muhafızların nezaretinde at, deve veya araba gibi nakil vasıtalarıyla hükümet merkezine sevkedilirdi. İstanbul’a getirilen devşirme çocuklar ancak muayene edildikten sonra kendilerine Acemi oğlan ismi verilirdi.[2]

İstanbul’a gelen çocuklar iki-üç gün dinlenmeden sonra sağ ellerinin şahadet parmağı kaldırılarak kelime-i şahadet getirtilip Müslüman olurlardı. Daha sonra Yeniçeri Ağasının huzurunda kontrolden geçen devşirmeler Eşkal Defterine kaydedilir ve sünnet edilirdi. Bundan sona ise bir kısmı saraya, bir kısmı Bostancı ocağına sevkedilir, kalanlar da Anadolu ve Rumeli ağaları vasıtasıyla geçici bir zaman için Türk köylülerine verilirdi. Bunların toplandıkları bölge dışına verilmeleri adetti. Bu sebeple Rumeli’den devşirilenler Anadolu’ya; Anadolu’dan devşirilenler ise Rumeli’ye verilirdi. Böylece aralarında deniz dolayısıyla kaçmaları engellenmeye çalışılırdı.
  Alıntı ile Cevapla