05-02-2007, 14:14
|
#7 |
Guest | YENİÇERİ OCAĞI Padişahın hizmetine ait yaya kuvvetlerinden olan Yeniçeri Ocağının, I.Murat zamanında 1362 de kurulduğu bilinmektedir. Ocağın tertibinde Selçuklu ve Memlükler örnek alınmıştır.[1] Orhan Bey’in oğlu Süleyman Paşa tarafından, savaşta elde edilen esirlerden devlete verilen beşte biri, bir müddet eğitildikten sonra ihtiyaç doğrultusunda iki akçe yevmiye ile yeniçeri yapılmaktaydı. Ancak bu usulün mahzurlu bulunması üzerine daha sonra Gelibolu Acemi Ocağında yetiştirilen efrad Yeniçeri Ocağına alınmaya başlamıştır. Bu ocağında kurulmasında Çandarlı Kara Halil ve Kara Rüstem’in büyük rolü olmuştur. Yeniçeriler bir intihar alayı değildi. Düşmanları onlardan korkuyla kaçıyordu. Kazanılan en büyük şeref, yığdıkları düşman ölüleriyle ölçülürdü.[2] Askere alınabilecek insan gücü her zaman mevcuttu. Yeniçeri Ocağının gelişmesi için gereken harcamanın karşılanabilmesi de büyük bir özen ve dikkatle planlandı. Bu husus, vergi kaynaklarının gereğince tahsisini ve harcamaların sorumluluk altında yapılmasını gerektiriyordu. Zamanla yeniçeriler politik güç kazanmaya başlayacaktır. Yeniçeriliğin ilk teşkilinde orduya bin kadar yeniçeri alınmış ve bunların her yüz kişisine kumandan olarak Türklerden meydana getirilen yaya askeri usulüne uygun olarak bir Yayabaşı tayin edilmiştir. Ocak XV.yüzyılın ortalarına kadar yaya bölükleri veya daha sonra cemaat adı verilen bir sınıftan ibaret iken, Fatih Sultan Mehmet zamanından itibaren sekban bölüğünün de kurulmasıyla iki sınıf haline gelmiştir. XVI.yüzyıl başlarında ise Ağa bölükleri denilen üçüncü bir sınıfta teşekkül etmiştir. Bütün Yeniçeri bölüklerinin mevcutları XV.yüzyıl ortalarına kadar aşağı yukarı onbin kadardı. Yeniçeriler ücretli piyadelerdi. Seferde ve kale nöbetinde olmadıkları zaman sürekli olarak kışlalarında kalırlardı. Bu nedenle evlenmeleri yasaktı. Ulufe alırlar, 45 yaşında emekliye ayrıldıktan sonra bile üniformalarıyla dolaşır, isterlerse kışlalarında yaşarlardı. Profesyonel askerler olan yeniçeriler, tüfek kullanmayı kabul ederek bunu saldırı silahı olarak benimsediler. |
| |