Türkiye’de son 10-15 yıl içerisinde önemli ölçüde altın rezervleri tespit edilmiş olmasına rağmen kamuoyunun siyanür kullanılmasını gerekçe göstererek yapmış olduğu baskı nedeniyle bu rezervlere ilişkin yapılmış projeler gerçekleştirilememiştir. Türkiye her yıl yasal olarak 1.6 Milyar ABD dolar düzeyinde altın ithal etmektedir. Ayrıca, yılda yaklaşık 2500 ton siyanür ithal edilmekete, bu siyanürün 1000 tonu ETİ Holding Gümüşköy Tesislerinde gümüş üretiminde kullanılırken, geri kalan 1500 tonu madenciliğin dışındaki değişik sektörlerce kontrolsüz olarak tüketilmektedir. Bu kapsamda; Altın madenciliğinin diğer madencilik faaliyetlerinden soyutlanması bilimsel açıdan yanlıştır. Doğal kaynaklarımız ülkemiz için en yararlı olacak şekilde ulusal ekonomimizin hizmetine sokulmalıdır. Madencilik faaliyetleri özünde bir kamu hizmetidir. ve kalkınmamızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Madenlerin aranması, işletilmesi ve çevre ile ilişkilerinin düzenlenmesi için mevcut mevzuat yetersizdir. Bu nedenle, günümüzdeki tereddütleri ortadan kaldıracak, çağdaş, ülkemiz çıkarlarını ön planda tutan yeni yasal düzenlemelerin demokratik katılımla ve ivedilikle ele alınması gereklidir. Dünya mermer rezervi bakımından önemli bir yeri olan Türkiye, 650’ye varan renk ve doku kalitesine sahip mermer çeşitleri ile pazar şansı çok yüksektir. Ancak ihracat düzeyi olması gereken düzeyin çok altındadır. 1985 yılı sonrası, mermerin 3213 sayılı Maden Kanunu kapsamına alınması ile sektörde yatırım güvencesi için gerekli ortam sağlanmıştır. Çeşitlilik, kalite ve rezerv açısından zengin olan mermerlerimiz, son 10 yılda gelişen üretim teknolojilerinin ülkemizde uygulanması ile uluslar arası pazarlarda söz sahibi olmaya başlamıştır. 1985 yılından bu yana değer olarak yaklaşık 25 kat artarak 1998 yılında da 128 milyon dolar ihracat ile maden ürünleri ihracatı içinde ilk sıralardaki yerini korumuştur. Mermer sektörü çok yakın zamanda, maden ihracatında ilk sırayı almaya adaydır. |