Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-02-2007, 08:43   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Madenciliğimizin GSMH daki payı ortalama % 1.5 civarında seyrettiği ve bu oranın 2 milyar $ lık bir miktarı ifade ettiği görülmektedir. Bu oran Almanya ve ABD gibi gelişmiş ülkelerde de % 2-4 civarındadır. Miktar olarak bakıldığında bu oranların ifade ettiği rakamlar Almanya'da 30 milyar $, ABD de ise 150 milyar $'dır. Yani bu üIkelerde, madencilik önemini korumaktadır ve bu miktarlarla aramalarını, işletmelerini ve teknolojilerini geliştirmeleri mümkün olmaktadır.
Ayrıca bu ülkeler sanayi devrimlerini de madencilik sektörü sayesinde gerçekleştirmişlerdir. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda ise madencilik sektörünün GSMH içindeki payının % 20'lerde olduğunu görürüz. Bu oran da bu ülkelerde madenciliğin gelişmesi için bir kaynak yaratıldığını açıkça göstermektedir. Gelişmekte olan bir ülke durumundaki Türkiye bir yandan 1 milyonluk nüfus artışını besleyebilecek yatırım ve üretimi sağlamak, diğer yandan fert başına düşen milli geliri artırarak halkın refah düzeyini yükseltmek zorundadır. Bunu sağlayacak en önemli kaynaklardan biri olan madenciliğin katkısı yetersiz kalmaktadır. ÜIkemiz maden ticareti rakamları dikkate alındığında, ithalatın artmasına rağmen, ihracatın aynı seviyelerde kalması bu sektöre yeteri kadar önem verilmediğinin göstergesidir.
Madencilik sektörüne yön verirken uzun vadede bir madencilik politikası oluşturulmalıdır. Bu politikanın kalıcı olması yanında, zaman içinde değişip, yeni koşullara uyacak esnekliği de göstermesi zorunludur. Ayrıca bu politika tespit edilirken maden potansiyelimiz sağlıklı bir şekilde belirlenmeli ve doğal kaynaklarımızın tükenebilirliği göz önüne alınmalıdır. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, sektörün alt yapısını oluşturan doğal kaynakların aranıp bulunmasının, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi devlet tarafından yapılmasının zorunluluğu ortaya çıkmaktadır
  Alıntı ile Cevapla