Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-02-2007, 10:06   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sonuç olarak, yukarıda da detaylı bir şekilde ifade edildiği üzere, Dünya rezervlerinin %65'ine yakın bir kısmına sahip olduğumuz 1.2 milyar $ lık dünya bor pazarındaki payımız, 1.2 milyon tonluk tuvenan cevher üretimimizle %20'ler düzeyinde kalmaktadır. Uç ürünler pazarı açısından değerlendirildiğinde yaklaşık 60 milyar $ lik dünya pazarındaki payımızın %1 lere bile ulaşamadığı söylenebilir. Bu oranlar, dünya bor pazarı ve fiyatlarını belirleyici (market-maker) olabileceğimiz bu önemli hammadde kaynağından çok etkin yararlanamadığımızın kanıtıdır. Bunun en önemli nedeni, daha fazla katma değer yaratan rafine yada uç ürünler için gerekli yatırımların yapılamamış olmasıdır. Genel olarak madencilik sektörümüz irdelendiğinde, büyük oranda muhtelif KİT'ler aracılığıyla devlet tekelinin varlığı göze çarpacaktır. Çeşitli diğer sektörlerde özel kuruluşlarımızın varlığı ve dünya pazarlarındaki rekabet güçleri dikkate alındığında, madencilik sektöründe kendi kaynaklarıyla yatırım yapmış ciddi bir tek özel teşebbüsün bulunmayışı anlamlıdır. Son 20 yıldan bu yana Devletin ekonomideki rolünün azaltılması yönündeki politikalara paralel olarak, madencilik sektörüne gerekli kaynakların aktarılmadığı, Kamu Kuruluşlarının kaynak üretir durumdan kaynak tüketir duruma düştüğü ve konuyla ilgili özel sektörün cılızlığı da dikkate alındığında, sektörün gayri safi milli hasılaya katkısı önemli ölçüde azalmıştır. Genelde Kamu İktisadi Teşekküllerinin, özel olarak da Madencilik Sektöründeki KİT'lerin amaçsızlık, vizyonsuzluk, aşırı istihdam, politik - hiyerarşik ayrıcalıklar sonucu içine düştükleri verimsizlik ortamı, bu olumsuz gidişi daha da derinleştirmiştir. Bunun sonucunda da Dünya pazarında alınması gereken paylar için gerekli dinamizm yaratılamamıştır. Bu genel çerçevede, bor cevherlerinin üretim tekeline sahip olan Eti Holding A.Ş.'nin de etkilenmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu kuruluşumuz, mevcut konjonktür içinde, bor satışından, önemli sayılabilecek gelirler elde etmesine karşın, uygulanan ekonomik politikalardan ya da başka nedenlerden dolayı, rafine ya da uç ürün üretimi yönünde modern anlamda ciddi bir yatırım yapamamıştır. Bu konuda Türk Özel Sektörü de ne yazık ki; hiçbir ciddi çaba içinde olmamış, sadece doğadaki mevcut üretimi kolay ve karlı olan bor rezervlerinin kendilerine devri için uğraşmışlardır. Halbuki; rafine ve uç ürün üretimi konusunda Eti Holding'le birlikte ya da tek başlarına proje geliştirmeleri ve bunların gerçekleştirilmesi yönünde girişimler yapmaları beklenirdi. Ancak bu şekilde, bor kaynağımızdan rasyonel bir şekilde yararlanma olanağı elde edilmiş olacaktır. Özetle, bu aşamada Eti Holding'in bor cevherlerinin hammadde üretimi yönündeki ruhsat tekeli korunarak, özel sektörün, ileri teknoloji kullanmak suretiyle entegre tesisler ve uç ürünler üretme yönünde teşvik edilmesi önem arzetmektedir. Ancak bu yolla stratejik öneme sahip bu varlığımızdan ülke ekonomisine hakedilen girdi sağlanabilecektir.
Bu çalışma aşağıda detayları verilen ve farklı tarihlerde yerel basında yankı bulan makalelerden özetlenmiştir.
  Alıntı ile Cevapla