Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-02-2007, 11:27   #42
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu tablo, ülkemizdeki özel ve kamu sektörü kömür üreticilerini olumsuz yönde etkilemiş, ürettikleri kömürleri pazarlayamaz hale getirmiş ve bir çoğu kapanma noktasına gelmiştir. Katma değeri çok az olan ithal kömürün yeniden değerlendirilmesi gerekir. Türkiye’nin bir çok limanından kömür girmektedir. İthal edilen kömürlerin belirlenen standartlara uygun olup olmadığı konusunda ciddi soru işaretleri olduğu da bir gerçektir. Devletin katma değeri yüksek öz kaynaklarımızın değerlendirilmesi hususunda zaman geçirmeden karar vermesi gerekir. Kömür ve demir cevheri ithalatına mutlaka fon getirilmeli petrokok ithalatı durdurulmalıdır.
Mevcut termik santrallerin ve santralleri besleyen kömür işletmelerinde yıllardır yapılması gereken yenileme, modernizasyon ve rehabilitasyon yatırımları, 3096 Sayılı Yasa kapsamında yürütülen İşletme Hakkı Devir çalışmaları nedeniyle yapılamamaktadır. Bu durumun devam etmesi halinde bir çok santralde ve kömür işletmesinde üretimin tamamen durması kaçınılmazdır. Ayrıca, Afşin-Elbistan İşletme Hakkı Projesi dikkate alındığında doğal kaynaklarımız, 3096 sayılı yasa kapsamında şirketlerin inisiyatifinde yıllarca projelendirilerek işletmeye alınamamaktadır. Bu kapsamda 3096 sayılı Yasa ile birlikte linyit madenciliğinin aramadan üretime kadar yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de son 10-15 yıl içerisinde önemli ölçüde altın rezervleri tespit edilmiş olmasına rağmen kamuoyunun siyanür kullanılmasını gerekçe göstererek yapmış olduğu baskı nedeniyle bu rezervlere ilişkin yapılmış projeler gerçekleştirilememiştir. Türkiye her yıl yasal olarak 1.6 Milyar ABD dolar düzeyinde altın ithal etmektedir. Ayrıca, yılda yaklaşık 2500 ton siyanür ithal edilmekete, bu siyanürün 1000 tonu ETİ Holding Gümüşköy Tesislerinde gümüş üretiminde kullanılırken, geri kalan 1500 tonu madenciliğin dışındaki değişik sektörlerce kontrolsüz olarak tüketilmektedir.
Bu kapsamda;
Altın madenciliğinin diğer madencilik faaliyetlerinden soyutlanması bilimsel açıdan yanlıştır. Doğal kaynaklarımız ülkemiz için en yararlı olacak şekilde ulusal ekonomimizin hizmetine sokulmalıdır. Madencilik faaliyetleri özünde bir kamu hizmetidir. ve kalkınmamızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Madenlerin aranması, işletilmesi ve çevre ile ilişkilerinin düzenlenmesi için mevcut mevzuat yetersizdir. Bu nedenle, günümüzdeki tereddütleri ortadan kaldıracak, çağdaş, ülkemiz çıkarlarını ön planda tutan yeni yasal düzenlemelerin demokratik katılımla ve ivedilikle ele alınması gereklidir.
  Alıntı ile Cevapla