Hergün sokakta rastladığımız mürebbiyelerin urbalarının başka tarzda olduğuna yanındaki çocukların islam oldukları halde Fransız veya Alman çocuğuna benzedikleri görülüyor. Fahrunnisa Hanımefendi’nin şikayet ettiği alafranga terbiye ile büyüyen çocuk öğrendiklerini büyüterek kendini allame-i cihan kıyas ederek kendi gibi terbiye almayanları tahkire kalkışmalarıdır ki bu fikir alafranga terbiye gören çocukların terbiye-i hakikiden hisse-yab olamadıklarını gösterir. Dünyanın her tarafında ona çocuğun ilk hocasıdır. Eğer, biz çocuklarımızı hüsn-i terbiyeye muktedir kızlar yetiştirecek olursak sui ahlaktan korkmayız. No.: 14 Onuncu nüshadaki Fahrunnisa Hanımefendi’nin makabelisini okuyan bir kari kendi fikirlerini beyan ediyor. Biz insanlar bir takım şeylere ve bu şeylerin hepsini tedarik ve ihsar etmek bir ferdin karı olmadığı için birbirimizin muavenatına muhtacız. Bu ihtiyaç ikidir: İhtiyac-ı maneviyye: Terbiye-i maneviye ve ahlak-ı hamidenin istilzam ettiği ihtiyaçtan ibarettir. İhtiyacat-ı Maddiye: Bu cihan-ı fenada yaşamaklığımızın icab ettiği ihtiyacattır. İhtiyacat-ı maneviyemiz kamilen ızhar olunmuştur. Onları Avrupalılardan iktibasa muhtaç değiliz. Cenab-ı Allah’ın ihsan buyurduğu kanun-u ilahi terbiye-i fikriyemizi sırat-ı müstagime rabtetmiştir. İnsanlar mesut yaşamak için hazır olan vasıtaları yetersiz görüp düşünüyor yani bir vasıta icat ediyor. Biz ihtiyacat-ı maddiyemizin icad etiği esbab ve vesaili Avrupalılardan iktibasa mecburuz. Çünkü onlar gayretleri ve zekaları sayesinde rahat geçinmeye başladılar. |