Biz Avrupalılardan ne istiyoruz? Esbab-ı rahat ve mesudiyet-i dünyeviyye değil mi? O halde niçin gidip onların fenalıklarını alıyoruz? İyiliklerini almıyoruz? Mürebbiye elinde büyüyen kız çocuğu ister istemez ondan etkileniyor, dini terbiye görmüyor. Böyle yetişen bir valide çocuklarına ne gibi fikir ve his ilka edecek artık siz düşünün. Erkeklerimizden de Avrupa’nın israf ve sefaletini aynen tatbik edenler pekçok. Avrupalıların elbise şekillerini, şıklıklarını taklit edeceğimize, sanatlarını, fenlerini, maharetlerini alsak daha iyi olmaz mı? Gencin biri kantarcının yanına çırak giriyor. Kantarcı çok para kazanınca şaşırıp yanlış yola giriyor ve parayı kaybediyor. Genç ustasından öğrendikleriyle dükkan açıyor, çalışıyor. Avrupa’dan gelen kantarları ve dikiş makinalarının tamirini öğrenip zengin oluyor. Fenni almanın faydasını gösteriyor. İzmir: Hüsn-i Maksut-zade Mehmed Cemal
MALUMAT Bu varaka emsali gibi Fahrunnisa Hanımefendi’nin terbiye-i evlad-ı vatana dair yazdıklarını müeyyid görünüyor. Aynen Varaka-i Mahsusa Fahrunnisa Hanımefendi’nin etfal-i terbiye makalesini okuyan bir karienin mahzuziyetini anlatan bir varakadır. İlim ve maarifdeki terakkiyatımız ne kadar artmışsa bilakis adab-ı muaşeretimizde o kadar değişmiş, Frenkleşmiştir. Taklit vasıtasıyla Avrupa’dan siyaset eden moda sebebiyle şark tavrını garba tercih ederek ortaya çıkan inkılabatı mahv ve izale etmek oldukça zordur. Bunca zamandır kemal-i iz ve şerefle paydar olan Osmanlı edeb ve terbiyesi ve hüsn-ü muaşereti taklit fikri sayesinde asırlık fezail-i islamiyemizi mahvettik. Medeniyet taklit olur! Fakat milliyetini muhafaza etmekle kabul edilebilir. Fahrunnisa Hanımefendi’nin tebligat-ı diyanet-i perveranesi bizim için destur u hakikat-i beyandır. Edeb-i Osmaniye ve şeriat-ı islamiyemizin Avrupalılara sername-i bahs olan adet-i hüsnamızı böylelikle muhafaza edelim. Etfal-i Terbiye ile ilgili makale yazanlara malumat bir müsabaka sütunu açmıştır ki bu şayan-ı takdire değer.