07-02-2007, 14:40
|
#95 |
| Guest | Mesela (cefen) kelimeleri lisan-ı halkta gayrı müstamel olduğundan (sıcak) diyeceğimiz yerde (ısı) (kipik) demek istediği mizde (cefen) (ay aydınlığı ve mehtap) makamında (mehşit) demekde garabet vardır. Bir tezkere yahut mektupta -Hemşiremiz felan hanımın cefni döküldü- diye yazarsak okuyan adam bundan bir şey anlamayıp lügata müracaatla (cefen) kelimesinin (kirpik) demek olduğunu bulur. Keza bu gece (mehtap) latif idi diyecek iken bu gece (mehşit) latif idi yazar isen yine böyle olur ki bunlar garabetle muhatabının istifadesini eşkalden başka bir şeye yaramayacağından fesahaten memnudur. NUMUNE Hemşirem Hanım Efendi! Çoktan beridir sizi görememekteyiz. Mektebe devamda kusur etmediğinizi bildiğimiz cihetle merdak ettik. İnşallah keyifsiz falan değilsiniz. Sınıf arkadaşlarınız cümleten gözlerinizden öperler. Sıhhat ve afiyet üftanelerinin eşarını terci ederiz. TAHLİL İfade-i şifahiyemizle ifade-i tahririyemizin beyanlarından ne gibi fark olmak lazım geldiğini yukarıda söylemiştik. Numunede mastar olan (Çoktan beri sizi görememekteyiz) cümlesini lakırtı ifadesinde alet o set ederek (sizi görememekteyiz çoktan beri) tarzında ifade edersek adi lakırtı olduğundan kusura bakılmaz. Lakin o cümleyi yazmak lazım gelirse kaidesine uydurarak buruca mebsut yazmaya mahbulündeki buna intizam gelen yahut ahenk-i haresi (Terci) (temenni, reca, niyaz) dururken (Terci ederiz) demek de münasip olmaz. |
|
| |