-O senin sade hemşiren değil. Ananızın vefatında sen pek küçük idrin. Kadınlık anasını himaye için bir hiss-i deha verdi ki o his ana şefkatine me’adildir. O da benim gibi evde kimseye bar olmasını istemez. Ben hertürlü muhabbetlare, hürmetlere, hizmetlere cilve kah olan vede koşup yürüdükçe yorulmaya başladım. Boş durdukça çanım sıkılır. Gönlümde bir arzu var. Bu arzuya galebe etmek mümkün değil. Pederimin lutf ve inayeti hemşiremin rahm ve mürüvvetine ne ile mukabele edeyim? Bu his bende peyda olduğu zamandan beri düşünüyorum. Fakat elimde bir şey yok. Fakat nice zamandan beridir alıştığımız bir tarik var. Ben herşeyi pederimden sormaya mecburum. Bunu da sordum. O benim suallerimden ziyade memnun oldu. Hatta bu sefer: -Kızım! İkimizin de senden istediğimiz ancak budur. Bundan böyle bütün ömrümü bahtiyarane geçirdiğime kail oluyorum. Hayat bana iki nihal-i ismet yetiştirdi. Diyerek gözleri sirişk-i mesar ile dolduğu halde beni yüzümden öptü. Okşadı. Bu nümayiş peder muhabbetinin evlat kalbinde hasıl edeceği tesiratın en vicdan füruz bir tecelli-i muhsusu idi. KBilmem ne oldu? İki kalp bir halisiyyet-i matiyane ile mütehassis olmalı ki ben de hemşirem de babamızın ayaklarına kapanmış. Onu mesutu lezzet-i hayat ile raşedar, giryenak bir halde bırakmış idik. No.: 17 Sayfa 35 28 Rabiu’l Ahir 1313 Tenbih 6 Ahenk-i İfade Ahenk-i ifade iki kısım olup biri lafzi diğeri manevidir. Ahenk-i Lafzi, kelamı teşkil eden elfaz ve kelimatın lisana siklet, sem’a-ı kerahet bahş olmasıyladır. Okunuşu kolay ve lezzetli olduğu cihetle ahenk-i lafziye haiz olan ibareler Hacim ve letafetde müsavi tanelerden müteşekkil inci dizisine yahut yek renk ve nuk elbise giyinip beste-i intizam olmuş bir sınıf mekteb-i talibatine teşbiye olur. İrili ufaklı, sarılı beyazlı tanelerden müteşekkil inci dizisi hoşa gidmetiği gibi birbirini tutmayan renkli kumaşlardan yapılan elbise dahi zevk-i selime mülayim gelmez. |