PARACELSUS:
(1493 - 1541)
Paracelsus, on altıncı yüzyılın önemli bilim adamlarından biridir. Doktor olan babasından ilk temel bilgileri aldıktan sonra üniversiteye gitmiş ancak burada edinmiş olduğu bilgiler kendisini tatmin etmediği için çeşitli bilim merkezlerine seyahatler etmiştir. Günün tedavi şekline, otoritelerin tıbbi kuramlarına karşı çıkmış ve bunun sonucunda Galen, Hipokrates gibi otoritelerin eserlerini yakmıştır. Bu hareketiyle büyük bir tepkinin doğmasına sebep olan Paracelsus, hemen hiçbir yerde fazla kalamamış, şehir şehir dolaşmıştır.
Paracelsus, bütün varlıkların ortak bir temeli olduğunu ileri sürmüştür; bu temel, daha önce ileri sürülen 4 elementin yanı sıra, onun materia prima (ilk maddeler) adını verdiği tuz, civa ve kükürtten ibaretti. Daha önce verilen bilgiden de anlaşılacağı gibi, bunlardan cıva ve kükürt, İslâm Dünyası'nda, transformasyon teorisi kapsamı içinde temel iki element olarak sunulmuştu. Bu yedi temel element, canlı veya cansız bütün varlığın temel maddesini teşkil ediyordu. Dolayısıyla aslında canlılar ve cansızlar özde farklılık göstermezler; temel yapı olarak aynıdırlar. Öyleyse, onların fonksiyonları arasında da bir paralellik olmalıdır. İşte bu ilkeden hareket eden Paracelsus, kimyada kabul ettiğimiz yasa ve ilkelerin, aslında canlılar için de geçerli olduğunu savunmuştur. Eğer bir canlı, belli bir kimyasal yapıya sahipse, o taktirde, buna bağlı olarak o yapıda meydana gelecek olan bozukluklar aslında kimyasal kökenli olacaktır ve kimyasal ilkelerle açıklanabilecektir; bu durumda yapının düzeltilebilmesi de, ancak kimyasal maddelerle mümkündür. İşte bu anlayışa iatrokimya denmiştir.
Bu anlayışa dayanarak, Paracelsus, vücut fonksiyonlarının, örneğin midenin işleyişinin kimyasal bir süreç oluşturduğunu ileri sürmüştür. Mide sindirim görevini besin maddelerini ısıtıp, ıslatarak veya onları bazı hareketlerle parçalayarak yapmaz; midenin salgıladığı bazı sıvılar vasıtasıyla onu kimyasal bazı değişimlere tabi tutar. Bu anlayışı temele alan sonraki yüzyıllarda, bazı bilim adamları, dikkatlerini salgı bezleri üzerinde yoğunlaştırmışlardır.
Paracelsus, modern farmakolojinin de (ilaç bilimi) kurucusu olarak nitelendirilmektedir. Çeşitli kimyasal maddeler üzerinde araştırmalar yapmıştır. Bunların sonucu olmak üzere antimonu bulmuştur ki daha sonra 17. ve 18. yüzyıllarda antimon sık sık iatrokimya görüşlerini destekleyenler tarafından ilaç olarak veya ilaç terkipleri içinde kullanılmıştır; bu tip ilaçlara arkana tipi ilaçlar denir. Paracelsus'un bazı terimleri Arapça'dan aldığı söylenir ve buna örnek olarak da alkol terimi gösterilir.
Paracelsus daha sonraki dönemlerde birçok bilim adamını etkilemiştir. Bunlardan van Helmont özellikle sindirim ve solunum sistemlerini incelemiştir. Onun, Silvester gazı dediği karbondioksit gazını bulduğunu biliyoruz.
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.
Eylül 2008 |