Toplumun bu ilk ve ilkel şeklini yaşayan insan çaresizlikler, korkular içindeydi. Çaresizlikler içinde yaşamak, insana bu çaresizliği çözmeye, bunun için bir şeyler bulmaya yöneltti. Başka bir deyişle çaresizlikler insanı buluşlar yapmaya zorladı. Söz gelişi insan topladığı meyveleri, bu meyvelerin bulunmadığı zamana kadar koruyup, saklamak zorunda kaldı. Soğuktan ve sıcaktan korunmak için evler yapıldı.
Demokrit'e göre bu buluşlar yapılırken, hayvanların yaşamlarından çok fazla şeyler öğrenilmiştir. Söz gelişi kuşlar da yuva yaparlar. Hayvanlara korunmaları için doğanın verdiği silahlar, insanda korunmak için silah yapma düşüncesini doğurmuştur.
Bu türden çaresizlikler ve sıkıntıların neden olduğu buluşlar yardımıyla insan, hayvan yaşamını andıran ilkellikten kendini kurtarmış, kültür yaşamına geçmiştir. Bu gelişmede insanın en büyük başarısı sayılması gereken buluş kuşkusuz "dil" olmuştur. Dil aracılığı ile insan öteki insanlarla anlaşabilme olanağına kavuşmuştur.
Demokrit'e göre tarih, insan kültürünün, insan buluşlarının tarihinden ibarettir. İcatlar tarihi sürekli olarak artan bir gelişmeyi belgeler. Demokrit, gelişmeyi, tarihin odak noktası yapan düşünürdür. O, tutumuyla, kendisine kadar olan Yunan düşüncesine ters düşmüştür. Pek çok ulusun efsanelerinde, tarihin başlangıcında bir mutlu dönem yaşandığı, toplumun bir cennet yaşamı sürdüğü görüşü yaygındır. Eski Yunanistan'da bu görüşü ilk kez Hesiod belirlemiştir
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.
Eylül 2008 |