Medya ve iktidar veya siyaset ilişkisi kimi zamanlar ülkeler için sıkıntılı zamanlara neden olmuştur. Bazı sıkıntılar yaşanmasına rağmen medya ve iktidar genelde birbirini tamamlayıcı, birbiriyle uyumlu bir şekilde hareket etmişlerdir. Medya iktidarlar yaratabildiği gibi iktidarları da yıkabilmektedir. Buna şöyle bir örnek verebiliriz. “Yine aynı şekilde, medya bireylerin siyasi tutum ve davranışlarını, özellikle de oy verirken siyasi tercihlerini çok ciddi boyutlarda etkilemeyebilecek bir güce sahiptir. Bu konuda önemli araştırmalara imza atmış bir araştırmacı olan Rivers (1982), Amerikan medyasını “ikinci hükümet” (second government) olarak nitelendirir. Haber medyası, yalnızca bireylerin siyasi yönelimlerini etkilemekle kalmaz aynı zamanda, siyasi karar verme mekanizması, siyasi liderler ve hükümet üzerinde de çok etkin bir baskı gücü oluşturur. Rivers’ın da vurguladığı (1982, 213) gibi, hükümet politikaları şekillendirilirken, diğer bazı toplumsal güçler gibi medya da, yönlendirici ve şekillendirici bir güç olarak önemli roller oynar. Ülkemizde 1980’li ve !990’lı yıllarda yaşanan siyasi ve toplumsal olaylar hatırlandığında bu konu çok daha anlaşılır bir hal alacaktır.” Böyle güçlü bir aracı yönetime gelen iktidar sahipleri de elbette kontrol etmek isteyeceklerdir. Bu anlaşabildikleri oranda uyum içinde olacaktır. Fakat işler tersine dönünce iktidar sahipleri kimi yasalarla medyayı baskı altına alıp ve bunu çeşitli sebeplerle meşrulaştırma yoluna gidiyorlar. Mesela; ”Türk aile yapısına, genel ahlaka, kamu düzenine aykırı ve zararlı içeriklerini gündeme getiriyorlar. Burada önemli olan nokta, bütün bu iddiaların, siyasal otoriteler tarafından yasaklamacı bir anlayışı meşrulaştırmak üzere kullanılması.” (İNAL, Ayşe(2003), Medya ve Toplum, Ips İletişim Vakfı Yayınları, İst.) Ekonomik nedenler, ulusal güvenlik, dış ilişkiler vs. gibi nedenlerde bunların içinde sayılabilir. Ve bunun inkar edilecek bir yanı yoktur.”Sözgelimi, siyasal iktidarların medya üzerinde doğrudan baskı kurarak etkilemeye çalıştıkları bilinen bir gerçektir.”( NALÇAOĞLU, Halil.(2003), Medya ve Toplum, Ips İletişim Vakfı Yayınları, İst.) “1990’ların başına damgasını vuran körfez savaşı’nda Amerikan federal hükümetinin ve Pentagon’un habercileri nasıl bir kısıtlama içine soktuklarını hatırlıyoruz.” ”( NALÇAOĞLU, Halil. (2003), Medya ve Toplum, Ips İletişim Vakfı Yayınları, İst.) |