İngiliz hükümetinin, İrlanda Kurtuluş Ordusu’nun (IRA) liderlerinin yalnızca fikirlerinin değil görüntülerinin bile yayınlanmasına çok katı yasaklar koymuş olduğu herkesçe bilinir. Yine İngiltere’de, 1988 yılında Thatcher hükümeti döneminde, yirmiyi aşkın kişi, “Kamu Sırları Kanununu” (Official Secrets Act of 1911) ihlal suçunu işledikleri gerekçesiyle kovuşturma geçirmiştir. 1990 yılı başlarında da bu yasada yeniden bir düzenleme yapma yoluna gidilerek yeni bir “Kamu Sırları Kanunu” hazırlanmıştır. Etzioni’nin de vurguladığı gibi (1993: 184), yine İngiliz hükümetleri BBC’nin etkin yönetim birimlerine ve yönetim kurulu üyeliklerine, kendi hükümet politikalarına ve siyaset anlayışlarına sempatisi olan bireyleri atayarak, medyayı kontrolleri altında tutma yöntemini sıklıkla kullanmışlardır. Burada BBC’nin, John Rex’in de belirttiği gibi (Stanworth & Giddens, 1974: 218), çalışanlarının çoğunlukla Oxford, Cambridge gibi tanınmış elit üniversitelerinden yetişmiş kişiler olduğu, bir medya kuruluşu olarak kalitesinin yalnızca İngiltere’de değil, bütün dünyada kabul gördüğü gerçeği de unutulmamalıdır. Görülüyor ki, siyasi elitler yeri geldiğinde dünyanın en saygın medya kuruluşlarına bile müdahale edebilmekte, onların neyi-nasıl yayınlayacaklarına ya da yayınlamayacaklarına karar verebilmektedir. |