1950-1960 DP (14 Mayıs 1950), basın üzerindeki denetimi azaltan basın kanunu kabul etmişti, ama kısa süre sonra iktidarla basını ilişkileri gene bozuldu. Pek çok gazeteci ve yayın organı hakkında davalar açıldı, hapsedilenler oldu ; kağıt tahsisi ve resmi ilanlar yoluyla , bası denetim altında tutulmaya çalışıldı. 1970-1980 12 Mart döneminde çok sayıda dergi ve gazete kapatılır. 1980’den günümüze 1979 da ilan edile sıkı yönetimin pek çok yayının basım ve dağıtımını yasaklamasının ardından 12 Eylül askeri müdahalesi basın özgürlüğüne ağır bir darbe vurdu, darbenin ilk günü Demokrat , Aydınlık ve Hergün gibi köktenci solcu ve sağcı gazeteler kapatıldı. .(Thema Laruusse(1993-1994). Syf. 442. Milliyet Gazetecilik Aş. İst.) Görülüyor ki Türkiye çok sık sansür ve devlet müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu da insanların bilgilenme ve devletin yaptığı çalışmalardan “iyi veya kötü” haber almasına engel olmuş ve bu demokrasi adına Türkiye’de büyük yaralar açmıştır. Şimdi devletlerin neden sansüre ihtiyacı olduğuna deyinmeye çalışalım. |