Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-02-2007, 16:35   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Burada önemli olan, karşılıklı ilişki biçiminin şiddete dayalı olmasıdır. Bu ilişkinin özünde, taraflardan birinin veya birkaçının öteki veya ötekileri üzerinde zora ve baskıya dayalı yollarla gücünü ve egemenliğini kurabilme, gösterebilme mücadelesi yatıyor. Bu mücadelenin tarafları, kapsadığı alanın boyutlarını tanımlanması bizi, şiddetin türleri ayrımına götürmektedir.



A. Şiddetin Türleri

1. Bireysel Şiddet

Bu ayrımın temelinde, şiddetin durumu ve şiddetin varolan sistemle olan ilişkisi yatmaktadır. Söz konusu şiddet, sistemi veya varolan yapıyı değiştirmeye yönelik bir soyut içeriyorsa siyasal şiddet olarak ele alınmakta, hedef olarak bireyi veya şakın çevresini alan ve toplumun geleneksel yapısıyla beslenen ve böylece sistemin mevcut yapısının sürekliliğine katkıda bulunan bir boyut içeriyorsa, bireysel şiddet olarak tanımlanmaktadır.
Burada, “İki eksenli bir ayırıma gitmek zorundayız. Önce birinci eksene bakalım. Burada ikili bir ayrım yapmak gerekiyor: 1) Topumun temelini gözüne kestiren bir ihtirasın harekete geçirdiği erk mücadelesinin uzantısı olan şiddet uygulamaları. 2) Yalnızca bireyin yakın çevresini ve (ya da) o andaki muhatabını gözüne kestiren ihtirasın hareket geçirdiği erk mücadelesinin uzantısı olan şiddet uygulamaları. Şimdi ikinci eksene bakalım. Bu eksen de ikili bir ayrım içeriyor. 1) Açık, fiziksel şiddet. 2) Sembolik şiddet. Açık fiziksel şiddeti görmek, izole etmek kolaydır. Çizginin bir uçunda açık fiziksel şiddet duruyorsa, öteki uçunda dilsel kalıplar, atılan başlıklar, yüz ifadeleri arası gizlenmiş imalar, berikini psikolojik olarak geriletmeyi amaçlayan el ve gövde tavırları vb. duruyor. Hepsi de tahakküm arayan ve bence şiddet içeren öğeler” (Uğur 1992: 21-22).
  Alıntı ile Cevapla