Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-02-2007, 16:37   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üretimin toplumsallaşmasıyla, üretimin koşullarından gittikçe daha az bilgi sahibi olmaya başlayan ve böylece üretim sürecinin bütününü görmekte alıkonulduğu bir toplumsal yaşamda bulunan bireyin, yaratıcısı olduğu emeğinin ürünlerin toplumdaki sınıflar arasındaki bölüşüm kararlarının emeğin dışında ve ona karşıt bir başka toplumsal sınıf tarafından ele alınmakta olduğundan emekten bağımsız bir güç olarak karşısına çıkması ve onun nesneleşmiş formalarına sahip olamamanın getirdiği yoksunlaşma ve yabancılaşmayı yaşaması, diğer yandan, çek şeklinde aldığı uyarımlar ile günlük yaşamı anlık algılamalar yoluyla, bütünlüğü içinde görmekten uzak bir anlamlandırma içinde görmesi, sonuçta, bireyin varolan realitenin değiştirilmemesinden dolayı kıskanması ve husumet dolu psikolojik tutumlar içine girmesine yol açmaktadır. Böylece, sistemin yarışmacı ve tüketim etiğini içinde barındıran kitle kültürü, insanlarla kurulan ilişkilerde av-avcı konumlarını olabileceği inancı içinde, “İnsanı eşitsizlik ilişkileri içinde yaşatıyor, yalnızlaştırıyor. Gücü yeten dilediğini yapabiliyor. Bu durumda herkes kendisinden daha güçlü olanların karşısında boyun eğmekte, gücü yettiğindeyse zorba kesilmekte. Böyle bir toplumsal realite insanlarda husumet yaratıyor. Sonuçta, her hiyerarşik kademe içindekiler öncelikle kendi konumlarındaki insanları hırpalayıp onlardan kopuyor, onları karşıt bir konuma geçirip yalnızlaştırıyor” (Oskay 1992 a: 8-11).
  Alıntı ile Cevapla