Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-02-2007, 16:38   #18
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Böylece, içinde yaşadığı sorunların çözümünün varolan toplumsal yapıdaki değişikliklere bağlı olduğunu göremeyen insan, “Bir televizyon dizisinde, kendi sorunların benzeri olan sorunları yaşayan başka insanların da olduğunu gördüğünde rahatlamaktır. Yaşadığı acı verici sorunların tek kabahatlisinin kendisi olmadığını gördüğü için rahatlamaktadır. Yaşadığı acı verici sorunların tek kabahatlisinin kendisi olmadığını gördüğü için rahatlamaktadır. Bu rahatlama arayışı, bizim yaşadığımız sorunları yaşar görünen karakterlerin başından geçen olayları anlatan dizileri, programları bizim için ilgi çekici kılmaktadır. İlgi çekicilikleri yaşadığımız hayatla etkileşimimize uygun oluşlarındandır. Okuyucusuna ve izleyicisine ne istiyorsa onu veren gazete yönetimi, radyo ya da televizyon kuruluşunun okuyucusu/izleyicisi artmaktadır. Bu “başarılı yayın politikası” denmektedir”(Oskay 1992 b: 83-84).
Bu durumda reel hayat içinde duyduğumuz kırgınlıkları, tatminsizlikleri unutturacak ve bu hayatın dışında oldukları izlenimini uyandıracak yayınları bu amaçla izleyenler, egemen kesimin kendi hegomonik/başat kültürünü benimsetmek, rasyonalize etmek için kullandığı kitle iletişimine kendi istekleriyle ve kendiliğinden katılıp televizyon seyretmekte ve gazete okumaktadırlar. “Potansiyel okuyucu kitlesinde yer alan insanlar, yaşadıkları ortamdaki simgeleri, olguları, nesneleri, kişileri, sorunları belirli bir tarzının olağan saydırdığı bakma tarzı içinde bakıp algılıyorlarsa, kitle iletişim araçlarının bunu zorlayacak biçimde olayları, sorunları eleştiriyel bir yayın politikası ile alışılmış anlamlandırma kalıplarından farklı biçimde sunmaları, açıklamaları, anlatmaya kalkışmaları okuyuculara itici gelecektir” (Oskay 1992 b: 23).
  Alıntı ile Cevapla