Onun içindir ki; “Bir gazetede okuduğumuz haber metninin, bu haber metninin arkasındaki ilk işlenmiş haber metnini gönderen olay yerindeki muhabirin yazdıklarından da, olayın gerçek oluşumundan da çok uzaklaşmış olabileceğini unutmamalıyız”(Oskay 1992 b: 48). Olaylara ve sorunlara ilişkin böyle bir bilinç ve bakış açısı için gerekli birinci elden ve kendimizce edinebileceğimiz bilgilerin, kendi yaşam-deneyimlerimizle bütünleştirilebilmesinin günümüzde artık mümkün olamayışından ötürü, özelikle şiddet ilişkin kendimizi, çevremizi ve dünyayı izleme ve algılama boyutlarımız ve kalıplarımız, kitle iletişim araçlarını sunduğu bu enformasyon ile biçimlendirilmekte ve hiçbir şekilde gerçek yaşamda tanık olamayacağımızdan daha fazla şiddetin gösterildiği ve buna dayalı bir dünyanın ideolojik tasvirinin yapıldığı bir kurgulama ile karşı karşıya bulunulmaktadır. “Dünyayı izlemekteki duyarlılığımız da günümüzde gazetelerin, radyoların, televizyonların kurumsallaşmış kişiliklerine göre oluşturduğu dünyaya ilişkin gündemin ne tür bir gündem olduğuna bağlıdır. Büyük devletlerin çıkarlarına zarar veren yerli yönetimlerin uyguladığı şiddeti birinci sayfada resimli veren, buna karşılık, bu şiddetin de temelini oluşturan ülkeler arası refah farkının nereden kaynaklandığına ilişkin haber, yorum ve yazıya görülürü sayfalarında yer vermeyen gazetelerin okuyucusu olmamız sürdükçe kendi ülkemizin sorunlarını bile, gelişmiş ülkelerin perspektifinden görmeye başlarız. Dünyamızı değil, dünyamızın dünya haber ajanslarındaki tekelleşe sonucundaki çarpıtılmış, ürünleştirilmiş görünümünü bilmemizdendir bu. Böylesi bir enformasyon, çevremiz, dünyamız ve özellikle şiddete ilişkin olgu ve olaylar hakkında bilgilenebilme ve anlayabilme düzeyinde önemli işlevler yüklenebilmektedir” (Oskay 1992 b: 48). |