Bu durumda basını, aşırı duygu yüklü olaylar üzerinde yoğunlaşan ve bunları kendilerini yaratımı olan toplumsal koşulların dışında bireysel psikolojik dürtülerle açıklayan abartılı ve magazinleşmiş bir üslubu kullanması kaçınılmaz olmaktadır. “(Olayın) nedenini biz çok yüzeysel bırakıyoruz. Kıskançlık diyoruz. Neden kıskanmış bu adam ve bu adamı karısını öldürme aşamasına getiren birtakım olaylar ve süreçler var. Olayın nedenine kıskançlık diyorum ama işte bu nedenin gerisine gidemiyorum. Biz bu olayları gerek gazetenin politikasından, haberin sunuş biçiminden gerekse zaman ve yetiştirme kaygısından atlamak durumunda kalıyoruz. Aslında bu nedenler incelense, haber daha ilginç olacak. Ben onu düşünüyorum fakat İstanbul’da yazı işlerindeki adam onu düşünmüyor” (Şevkat ile 1992’de yapılan röportaj). Aynı haberde yer alan gerçekliğin, zamansal ve mekansal boyutunun yeniden yazımı, nedensellik ilişkileri ve dramatik yan öğelerle süslü anlatımı bakımından yapılabilecek bir gazeteler arası karşılaştırma, söz konusu gerçekliğin ele alınışındaki farklılıkları ortaya koyması bakımından ilginç sonuçlar verebilmektedir; “Kendisi askerde iken hamile kalan karısını delik deşik etti. Halen İstanbul Kasımpaşa’da vatani görevini deniz eri olarak yapmakta olan Hüsnü Nekiz (22) oturmakta olduğu İzmir’den kendisine gelen mektuplardan 4 yıl önce sevişerek evlendiği karısı Sevim Nekiz’in (18) arkadaşları ile düşüp kalktığını öğrenmiştir. Yaptığı araştırmada karısının bu yoldan hamile kaldığını duyan Hüsnü Nekiz birliğinden firar ederek İzmir’e evine gitmiştir” (Günaydın 01.02.1976: 1). “Rüyasında ‘kötü’ gördüğü karısını bıçakladı. |