Örneğin, artık şöyle atılıyor başlık; ««Adalet Sancılı»», ««Memura Bir Parmak Dal»». Başlık yapımında fiilin kaldırılışı, tamamlama işlevini okura bırakma isteğinin doğal uygulaması elbet. Bu sayede okur habere karşı kışkırtılmış da oluyor; Nedir bu sancı diye merak uyandırıyor. Gerçi ««üst başlık»» ve ««spotlar»» da anlatmaktadır memura yeterli düzeye zam yapılmadığını ama, okur iç sayfaya geçtiğinde ayrıntıları öğrenebilecektir” (Oktay 1987: 108-109). Ahmet Oktay, kitlesel başlık diye tanımladığı bu yöntemin olumlu ve olumsuz yanlarını şöyle sıralamaktadır. “Kitlesel başlık, ister istemez, halk dilinin, hatta argonun sözcüklerine başvurmaktadır zaman zaman ve bu yanıyla muhalif bir boyut oluşturduğu izlenimi vermektedir. Evet, bu pahalılıkta memura ««bir parmak bal»» çalınmıştır. Gel gelelim, aynı başlık bir halk deyiminden yaralandığı için, o deyimin kullanıla kullanılan edindiği anlamını da yedeğinde çağrıştırmaktadır. Çünkü, çalınan, bir parmak da olsa baldır. Bu bakımdan, başlığın, iktidarın icraatına eleştiriyel bakış getirdiği kadar o eleştiriyi anında hafiflettiği de söylenebilir. Yetersizdir ama yine bir şeyler yapılmıştır. Düşünülmektedir memur. Bunlar yöneten/yönetilenler ilişkisi bakımından tartışılması, irdelenmesi gereken sorunlar olarak belirmektedir. Bu tür başlığın vurgulanması gereken bir özelliğini daha yeri gelmişken vurgulamak gerekir: Haberin yorumuna dayanıyor bu başlık. Bu tutumun kimi yerde saptırıcı olabileceğini işaret etmek zorunludur. Çünkü; bazen başlığın haberdeki hiçbir öğeyi dışa vurmadığı görülüyor. Ayrıca, yorum, gündelik değer yargılar, basmakalıp bakış açıları içinde gerçekleştirildiğinden, gazete başlıklarının birbirinin kopyası olduğu izlenimini doğuruyor” (Oktay 1987: 108-109). |