Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 09:06   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu münasebetle o bölge halkına gönderdiği bir bildiride Batı Cephesi Komutanlığı “Sizin her türlü dertlerinizi dinlemek, adilane bir idare tesis etmek” için Simav’da bir “Havâlî Kumandanlığı” kuruyorum, diyordu. Bu hal, Ethem Bey’e vekalet etmekte olan Tevfik Bey’i çok sinirlendirmiş olmalıdır ki, o, İsmet Bey’e bir telgraf çekerek, İbrahim Bey’i geri çevirdiğini, bildiriyi de kendilerinin bu bölgeyi adaletsizce, idare ettiklerini ifade eder bir bildiri olarak telakki ettiğini bildirmiş ve bu sebeple de artık Batı Cephesi komutanını “Merci” olarak tanımayacağını açıklamıştı. Tevfik Bey, Ankara’da bulunan kardeşi Çerkes Ethem’e yolladığı bir telgrafla da, “Gittikçe müzminleşen münasebetsiz hale bir nihayet vermek için Ankara’da ciddi ve resmi teşebbüslerde” bulunmasını ve Güney Cephesi Komutanlığı tarafından, kendi birlikleri arasına gönderilmekte olan fesatçıların, yakalandıkları takdirde, yargılanmadan idam edileceğini bildirdi. Sözün kısası, Tevfik bey, 29 Kasımdan itibaren raporlarını doğrudan doğruya M. Kemal Paşa’ya göndermeye başlamıştı. Bu sıralarda idi ki, Güney Cephesi Komutanı Re’fet (Bele) Bey de, Demirci Mehmet Efe’ye askeri bir birliğin başına geçmesini teklif etmiş, fakat Demirci Mehmet Efe, bu tekliften şüphelendiği için, samimi bir hava esmediğini Çerkes Ethem’e bildirmişti. Çerkes Ethem verdiği cevapta, aynı samimiyetsizliği kendisinin de hissettiğini ve bunu halletmek üzere Ankara’ya gelmiş olduğunu, fakat anlaşmazlıkları gideremeden Ankara’dan ayrılmak zorunda bulunduğunu, çünkü kardeşi Tevfik ile Batı Cephesi komutanının aralarının pek açıldığını söylüyor ve Demirci Mehmet Efe’ye, “İhtiyatlı bulunmak lüzumunu ihtar” ediyordu.
Bütün bunlardan, Çerkes Ethem ve kardeşlerinin bir ayaklanma hareketine hazırlandıkları anlaşılıyor, planlarını uygulayabilmek için de, önce Batı Cephesi Komutanını itibardan düşürerek, makamından uzaklaştırmak ve orduya hakim olmak istedikleri seziliyordu. Onun için tepelenmeleri düşünüldü, fakat bu yola gidilmeden önce uyarılmalarının ve “Nasihatle daire-i edeb ve itaate” getirilmelerinin faydalı olacağı mütalaa olundu. Bu sebeple Mustafa Kemal Paşa, “Ankara’da bulunan Ethem ve Reşit Beyleri ve bazı kişileri beraber alarak bizzat Eskişehir’e gitmeğe ve orada İsmet Paşa ile de birleşerek vicâhen konuşmaya” karar verdi ve bu kararını uygulamak üzere 3 Aralık 1920’de özel bir trenle Eskişehir’e hareket etti.
  Alıntı ile Cevapla