Bununla beraber İstanbul’un, Ankara’ya karşı sempati l bulunduğu anlaşılıyordu. Çünkü 5 Şubat 1921’de, Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdiği bir yazıda Sadrazam Tevfik Paşa, Yunanlıların, Anadolu’da bir Alman he’y’eti’nin Türklerle işbirliği halinde bulunduğunu söylemek suretiyle, Fransızlar katında propaganda yaptıklarını, Papalık makamının da Hıristiyanların, Müslümanlar tarafından öldürülmekte olduğunu kabul ederek, kurtarılmaları için, Hıristiyan milletlerin parlamentolarına baş vurduğunu bildirdi, üç gün sonra da Yunanlıların, 21 şubat 1921’de 70 -80 bin kişi ile Anadolu’da harekete geçeceklerini haber verdi. Bundan başka Mustafa Kemal Paşa hakkında, daha önce verilmiş olan ölüm kararı kaldırılmış, İstanbul gazetelerinde milliciler için yasaklanmış olan paşa ve bey gibi unvanlar yeniden kullanılmaya başlanmıştı. Öte taraftan, İstanbul Hükümetinin da’vetine uymamakla beraber Ankara, Müttefikler tarafından çağrıldıkları takdirde konferansa katılmayı kararlaştırmış ve bir hey’et bile seçmişti. Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey’in başkanlığında bulunan bu hey’et, 6 Şubat’ta Ankara’dan Antalya’ya hareket etti ve oradan da bir İtalyan savaş gemisine binerek Brendizi üzerinden Roma’ya vardı. Burada İtalya Dışişleri Bakanı ile görüşen Bekir Sami Bey, Londra Konferansına İstanbul Hükümetinin aracılığı ile da’vet edilmiş bulunduklarını, “Halbuki Anadolu’yu temsil edecek hey’etin” sadece kendileri olduklarını, eğer bu konferansta Türkiye meseleleri konuşulacaksa o takdirde kendilerinin doğrudan doğruya çağrılmaları gerektiğini söyledi ve bu hususta bir de nota verdi. Bu nota İtalyanlar tarafından ilgililere duyurulduktan sonradır ki, İngiltere Başbakanı Lloyd George, Ankara’yı konferansa çağırmıştı. |