Yeni çıkış hareketi tam vaktinde başladı ve kuşatma hattı yarılarak bir kısım kuvvetler ve aileler şehrin dışına çıktı. Ertesi gece yapılan ikinci bir hareket ile de “Hey’et-i merkeziyye” üyelerinden bazıları ile bir kısım savaşçı şehri terk ettiler. Fakat bu yüzden şehrin savunulması biraz daha zayıflamıştı. Zaten uzun süreden beri, yalnız başlarına .şehirlerini savunan Antepliler de artık savunma gücü de tükenmiş bulunuyordu. Fransızlar ise şehri, hâlâ insafsızca bombardıman etmekte idiler. Onun için şehrin ileri gelenleri 8 Şubat 1921 sabahı Şıh camiinde bir toplantı yaparak teslim olma kararı almış ve bu kararlarını, Franzsız komutanının isteğine uyarak, ka1eye beyaz bayrak çekmek suretiyle onlara bildirmişlerdi. Onun için 9 Şubatta iki taraf arasında konuşmalar başladı ve II maddelik bir teslim şartı düzenlendi. Bu şartnamede özet olarak: 1) Şehir Fransızlara teslim edilecek “Sévres antlaşması gereğince “Antep Sancağı’nın” Fransız mandasına girdiği kabul olunacaktır. 2) Jandarmalar ile askeri birliklere bağlı kişiler., savaş esiri kabul edilecek Kemalistler’in elinde bulunan Fransızlar bırakıldığı vakit bunlar da silahsız olarak serbest bırakılacaklardır 3) Antepli nizamiye askeriyle Antepli milisler, hüviyetleri tespit edildikten sonra, hemen serbest bırakılacak, fakat Antep köylerinden olan savaşçılar, köyleri teslim oluncaya kadar, savaş esiri sayılacaklardır. 4) Silahlar ve cephaneler Fransızlara teslim edilecektir. 5) Türk mahallelerinde yapılmış olan bütün “Tahkimat tahrib” edilecektir. 6) Silahlı Türkler ve Ermeniler, karşılıklı olarak birbirlerinin mahallelerine girmeyeceklerdir 7) Fransızların kontrolü altında yeniden bir Türk idaresi kurulacaktır. 8) Güvenlik için yeniden yerlilerden polis ve jandarma teşkil olunacaktır. 9) Antepli “Rüesâ-yi milliye ile müşevvikler affolunacak, şahsa ve dine” saygı gösterilecektir, deniliyordu. Aynı gün Fransızlar Arıtep’i işgal ettiler. Buna rağmen onlar, Güney ve Güneydoğu Anadolu’da bir yerleşme imkânının kolay, hatta mümkün olamayacağını ve Türklerle uzlaşmanın, Fransa’nın çıkarlarına daha uygun düşeceğini anlamış bulunuyorlardı. Bekir Sami Bey de, Londra Konferansından faydalı bir sonuç alınamayacağını anladığı için müttefiklerle ayrı ayrı anlaşmayı lüzumlu saydı ve 9 Mart 1921’de bir mukavele imzaladı. Bu mukavele gereğince: |