Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 09:18   #56
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Moskova Antlaşması, iki taraf arasındaki huzursuzluğu büsbütün ortadan kaldırmamıştı. Nitekim Batum Milletvekilleri bu antlaşmayı, “Muzır ve âmâl-i milliyye’ye” aykırı kabul ediyor ve Büyük Millet Meclisi’nin bu antlaşmayı onaylamaması hususunda harekete geçmiş bulunuyorlardı. Gerçi mesele Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşüldüğü vakit, zamanın Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşenk) Bey, Batum Milletvekillerinin sadece üzüntülerine katılmış, fakat antlaşmanın Türkiye’nin çıkarına olduğunu savunarak “Ne yapalım Türkiye’nin ve Türklüğün menfaatı bunu gerektiriyor” demişti. Öte yandan Rus komutanlarından Gekker ile siyasi komiser Elyava, 6 Nisan 192l’de Akbulak’da Kâzım Karabekir Paşa ile bir görüşme yaptılar. Bu görüşmede onlar, Türk birliklerinin Arpaçay’ın doğusunu terk etmesini, Azerbaycanlı devrimcilerin Türkiye’de faaliyet göstermelerine izin verilmemesini, Ahıska ve Ahılkelek’teki Türk irtibat subaylarının geri alınmasını, Türkiye’deki Wrangel ve Denikin ordusuna mensup subayların serbest bırakılmasını ve Kızılordu’ya yiyecek maddesinin sağlanmasını istediler. Yine bu komutan, Tifiis’deki Türk Temsilcisine bir nota vererek, Gümrü bölgesinin acele boşaltılmasını, Ermenistan’dan Kars’a götürülen demiryolu malzemesinin de geri verilmesini istiyor ve bölgenin ne zaman boşaltılacağı hakkında bir cevap verilmezse, Rus ordusunun buraları işgal edeceğini, fakat bu şekildeki hareketin, “Dost olan Rusya ve Türkiye arasındaki münasebetler üzerinde bir te’siri olmayacağını” bildiriyordu. Ruslar, dostluğa sığmayan böyle bir harekete teşebbüs edebilirler mi idi, yoksa bu hal bir gözdağı vermekten mi ibaretti?. Bu sorulara cevap vermeği şimdilik bir tarafa bıraksak bile onların bu tarzdaki davranışlarının Kâzım Karabekir Paşa’yı korkutmadığını, fakat bu tutumlarının başarılı olduğunu hemen söyleyebiliriz
  Alıntı ile Cevapla