“Batı Cephesinde muharebe hattında dövüşen ordunun erinden komutanına varıncaya kadar” bütün kişilerin kazandığı bu zafer, yerli ve yabancılar tarafından tebrik edildi ve tebrik telgraflarından bazılarına bizzat Mustafa Kemal Paşa’ca cevap verildi. Öte yandan bu zafer, Türk halkının coşmasına sebep olmuştu. Özellikle İstanbullular mitingler yaptılar; Kızılay için çok para topladılar. Padişah bile “Teberruatta” bulundu; şehidler için mevlid okuttu. Bu zaferden sonradır ki, Veliahd Abdülmecit Efendinin oğlu şehzade Ömer Faruk Efendi, Anadolu harekatına katılmak üzere İnebolu’ya geldi. İstanbul’daki bütün gazeteler zaferin büyüklüğü ve önemi hakkında makaleler yayımladılar. Güleryüz Gazetesi 5 Mayıs’ta, Mustafa Kemal Paşa’nın bir resmini bile bastı. İnönü zaferinin etkileri dış memleketlerde de ilgi ile karşılanmış, İtalyan gazeteleri Türkler lehinde yazılar yazmış, Alman ve Bulgar basını da “Türk azm ve iradesini kendi milletlerine bir nümune-i imtisal” olarak göstermişlerdi. Halbuki Yunan Generali Papoulas, bu savaşa katılan Yunan askerlerini, hedeflerine vardıklarından dolayı övüyor, fakat “Hava muhalefetinden ve düşman tahkimatının kuvvetli olmasından dolayı kıtaatı hareket üslerine çektiğini” söylüyordu. Bu generalin sözleri elbette doğru değildi. Çünkü Yunanlılar ne tayin edilen hedeflere varmış ne de kuvvetli bir Türk tahkimatı ile karşılaşmıştı. Fakat şu bir gerçekti ki, artık Türk ordusu önemsenilmeyecek bir durumdan çıkmış bulunuyordu. Nitekim aynı general, üst makamlara verdiği bir raporda, “Düşman ordusunun iki yıl içinde yapamadığı gelişmeyi son iki ay içinde elde etmiş olduğuna inanıyorum. Düşman ordusu pek mükemmel şekilde kurulmuş ve silahlandırılmıştır. Subayları erlere nisbetle fazla ve boldur, disiplini mükemmeldir” diyordu. |