Esasen 19 Temmuz’da Eskişehir düşmüş ve Türk kuvvetleri bu şehrin doğusundaki tepelerde de tehlikeli dakikalar geçirmeğe başlamışlardı. 21 Temmuz’da Mustafa Kemal Paşa, bütün ordunun tehlikeye düşmesi ihtimalinden söz ediyordu. Zaten Türk ordusunun “Yeniden intizama sokulması ve kendine gelmesi için beş on günlük bir zamana ihtiyaç” vardı. bu sebeplerden ötürü 22 Temmuz 1921’de Batı Cephesi Komutanlığı, “Erkân-ı Harbiye-i Umûmuiyye Riyâsetine” (Genel kurmay Başkanlığı) gönderdiği bir yazıda, iki taraf kuvvetleri arasında “Büyük bir muvazenesizlik hasıl olmuştur. Evvel emirde ordunun beş on gün intizam fırsatını temin edecek bir saha mesela Sakarya gerisine kadar kısm-ı küllisinin çekilmesini” zorunlu görüyorum. Çünkü alınan tedbirler dengesizliği giderememektedir. “Bu ahvale nazaran müdafaa tertibatı, bu ordunun sevk ve idaresi hususunda nokta-i nazar-ı devletlerini bilmeye muhtaç olduğumu arzederim” demiş ve Mustafa Kemal Paşa’nın direktifine uyarak, düşmanla aradaki mesafeyi açmış olmak için, orduyu süratle geri çekmeye başlamıştı. Fakat bu çekilişten dolayı orduda ve halkta meydana gelen heyecan büyük oldu, 22 Temmuz 1921’de Fevzi (Çakmak) Paşa’nın, “İlerleyen Yunan ordusu mezarına yaklaşıyor” demesi de bu heyecanı önleyemedi, aynı Paşa’nın, Meclisin 24 Temmuz tarihli gizli to0plantısında, Ankara’nın boşaltılmasına sebep oldu. |