Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 09:25   #83
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ancak, büyük bir toprak parçasının düşmana bırakılması ve öteki üzücü olaylar, Türk milletini yas ve mateme bürür ve fedakarlıklara iterken, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kötü bir politik hava esmeğe başlamıştı. Özellikle Mustafa Kemal paşa’ya karşı olanlar, “Ordu nereye gidiyor; millet nereye götürülüyor? Bu harekatın elbette bir mesulü vardır; o nerededir? Onu göremiyoruz. Bugünkü elim halin, feci vaziyetin amil-i hakikisini ordunun başında görmek isterdik” diyorlardı. Bu şekilde konuşanların anlatmak istedikleri kimse de Mustafa Kemal Paşa idi. Gerçi Fevzi Paşa, Meclis’in gizli bir toplantısında, yenilgiden, “Erkân-ı harbiye-i Umumiye Reisi olmakla bizzat ben mes’ulüm. Hiçbir kumandan bundan mesul tutulamaz. Vereceğiniz cezayı şahsan şimdiden kabul ettiğimi arzederim” dedi ise de, mesele kapanmadı ve 4 Ağustos’daki gizli toplantıda bir Milletvekili, kürsüden, Mustafa Kemal Paşa “Ordunun başına geçsin” dedi. Bunun üzerine Mustafa Kemal paşa’yı sevenlerle sevmeyenlerin bu noktada birleştikleri görüldü. Muhalifler bu hali yani onun Başkomutan olmasını, tasfiyesi için bir fırsat sayıyorlardı. Çünkü onlara göre, Yunan taarruzunu durdurmak mümkün değildi ve yine onlara göre bu taarruzu durduramayacak olan bir Başkomutan, elbette gözden düşerdi. Meclisin çoğunluğu ise, Yunan ileri harekatını durdurabilecek olan kişinin sadece Mustafa Kemal Paşa olabileceğine inandığı için, onun Başkomutan olmasını istiyordu.
  Alıntı ile Cevapla