Öte yandan, 9 Ağustos 1921’de, ordu ve millete yayımladığı bir bildiride Türk milletini ve Türk ordusunu övüyor, hiç yoktan meydana gelmiş olan bu ordunun İnönünde Yunanlıları iki defa yendiğini, son savaşlarda da onlara büyük kayıplar verdirdiğini söyledikten sonra Büyük Millet Meclisinin, kendisini geniş yetkilerle Başkomutanlığa getirdiğini, amacın da Yunan ordusunu “Anayurdumuzun harîm-i ismetinde” boğmak olduğunu belirtiyor, bunu sağlamak üzere her çareye baş vurulacağını açıklıyordu. Gerçekten Mustafa Kemal Paşa, 7, 8 Ağustos’ta “Tekalif-i milliye” adı altında 10 emir çıkardı. Bunların birincisi ile “Tekalif-i Milliye Komisyonları” kurulmuştu. Bu komisyonlar, Başkomutan tarafından verilecek olan emirleri uygulayacak ve “Bu suretle seferber ordu ihtiyacını temin edeceklerdi”. Nitekim bu komisyonlar, Mustafa Kemal Paşa’nın verdiği emirlere uyarak, bedeli sonra ödenmek üzere, halkın ve tüccarın elinde bulunan yiyecek, giyecek maddelerinden yüzde kırkını, “Öküz ve at arabalarının yüzde onunu, binek ve taşıt hayvanlarının yüzde yirmisini” aldılar. Bundan başka “Her evden bir kat çamaşır, birer çift çorap ve çarık” istediler. |