“Tekâlif-i Milliye” emirleri pek şiddetli idi. Bunlardan yedi numaralarında “Cins, mezhep, sunûf ve meslek”i ne olursa olsun, cinsleri tayin edilen silahların üç gün içinde “Mahalli Tekâlif-i Milliye Komisyonu”na teslim edilmek suretiyle “Hükümete terk ve teberru’u” isteniyor, elinde bu çeşit silah bulunup da vermeyenlerin dördüncü gün asılacakları tebliğ olunuyordu. Gerçi, bu şiddetli tutuma rağmen bazı bozguncular ortaya çıktı. Fakat bu gibiler, Samsun, Konya, Eskişehir ve Ankara’da kurulmuş olan “İstiklâl Mahkemeleri”nin çok şiddetli hükümleriyle karşılaştılar. Verilen emirleri yerine getirmeyen ve “Sû-i isti’mâli görülen” devlet memurları da, “Hiyânet-i vataniye” suçu ile yargılanarak cezalandırıldılar. “Tekâlif-i milliye emirlerinin” zamanında ve eksiksiz olarak uygulanması, Sakarya doğusuna çekilmiş olan Türk ordusunun ihtiyaçlarını gidermekte büyük faydalar sağladı. Fakat şurasını mutlaka belirtmek gerekir ki, Türk Milletini büyük fedakarlıklara sevk eden sadece emirler, kanunlar ve cezalar değil, onun başka milletlerde görülmeyen nitelikleri idi. Bunlar, vatanın tehlikeye düştüğü zamanlarda hemen kendini gösteriyor ve bu yüzden mucizeler meydana geliyordu. İşte Sakarya Savaşının arafesinde de böyle şaşırtıcı bir hal oldu ve her sınıf halk, kendine düşen görevi, gücünün çok üstüne çıkarak, başarmaya çalıştı. |