Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 09:30   #102
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Geri kalan Milletvekilleri Meclise girmemek suretiyle “Nisâb-ı müzâkerenin te’sisine ve inta-cı muâmeleye mani” oldular. Bu yüzden mesele 6 mayıs Cumartesi gününe kalmış oldu.
Meclis’in çok ilginç olan bu tutumu karşısında Mustafa Kemal Paşa, bazı arkadaşları ile durumu tartışmış ve “Bu gibi menfi hareketlere karşı” ne yolda hareket edilmesi gerekeceği hakkında Kazım Karabekir Paşa’dan mütalea istemişti. Çünkü, “Ordu, Meclis re’yini izhâr ettiği dakikadan i’tibâren Başkumandansız kalmıştı”. Ayrıca yapılan eleştirmelerden ve mey dana gelen durumdan üzüntü duyan hükümet ile Genel Kurmay Başkanı da isti’faya kalkışmıştı. Böyle olduğu takdirde, “Memleketin genel idaresinde” düşünülmeye değer bir bunalım meydana gelmesi tabii idi. Onun için Mustafa Kemal Paşa, memleketin yüksek menfaatlerinin ve güdülmekte olan genel maksadın zarar görmesini önlemek amacı ile Başkomutanlıktan ayrılmamaya karar vermiş, bu kararını hükümete de bildirerek, hem hükümetten, hem de Genel Kurmay Baş Başkanından daha yirmi dört saat görevlerinde kalmalarını rica etmişti. Ertesi gün yani 6 Mayıs’ta, Meclis’in yaptığı gizli toplantıda Gazi Mustafa Kemal Paşa, geniş bir açıklama yaparak, o günkü durumun nezâketini anlattı, Meclis’dekj “Tarz-ı hareketin orduyu inkısâma ve hükümeti de akamete” götüreceği ihtimali üzerinde durdu, bu hale de milletin razı olamayacağını” belirtti. Bu açıklamadan sonradır ki, gerçeklerle büsbütün karşı karşıya kalan Milletvekilleri 177 oyla, Başkomutanlık kanununu, kabul ettiler. Fakat aynı muhalifler, 8 Temmuz 1922 tarihli bir kanunla, “Vekiller ile Hey’et-i Vekile Reisinin ayrı ayrı ve doğrudan doğruya Meclis tarafından” seçilmesini sağlamayı başardılar.
  Alıntı ile Cevapla