. Nevile Henderson ile General Harington tarafından yapılan bir açıklamada ise, “İstanbul’a nereden gelirse gelsin - ister Türkler, ister Yunanlılardan - her türlü saldırının Müttefiklerce püskürtüleceği” belirtiliyordu. Bu açıklamaya Fransa ve İtalya yüksek komiserleri de katılmışlardı. Ancak Yunanlılar İngiliz hükümetinin kendilerini arkalayacağını ummakta idiler. Fakat bu hükümet, o sıralarda müttefiklerinden ayrılmayı İngiliz çıkarlarına uygun görmemiş ve 31 Temmuz 1922’de Fransa ve İtalya ile birlikte Yunan isteklerini reddetmiş ve Müttefiklerin işgalleri altında bulunan bölgelere yapılacak tecavüzü önlemek üzere “Müttefik ordular dumanlandığına emir verilmiş olduğunu kendilerine bildirmişti. Bununla beraber Lloyd George, 4 Ağustos 1922’de Avam Kamarasında yine de Yunanlılar lehine konuştu, Yunanlıların her savaşta üstünlük gösterdiklerini söyledi ve Türkleri tehdit etti. Fakat Lloyd George’un bu tehdidinden ve “Güzel konuşma yeteneğinden Türk ulusunun liderinin kılı bile kıpırdamamıştı. Yunanlıların İstanbul’u işgal etme istekleri başka yerlerde iyi karşılanmamıştı. Nitekim Romanya’da bir gazete, “Türkleri sulhun akdini ta’cile mecbur etmek için Yunanlıların İstanbul’a girmek istemeleri, anlaşılmaz bir haldir. Böyle bir hareket Türklerle uyuşmayı büsbütün ortadan kaldırır, dedikten sonra, gerçek olan bir şey varsa o da Yunan milletinin bir an önce barışa kavuşmak arzusudur. Böyle bir barış için Müttefiklerin çalışmaları kafi gelmedi. Bir kerre de Atina’da iş başında bulunanların, barış amacına yöneltilmiş olağanüstü bir çaba göstermeleri gerekir” diyordu. |