Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 09:42   #130
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çünkü Türk ordusu, o anda düşmanlar için korkulacak bir hale gelmiş bulunuyordu. İşte Türk ordusunun düşmanı ezebilecek bir güç ve kuvvete kavuştuğu bu sıralarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Türkiye meselesini barışçı yollardan halletmenin mümkün olup olmadığını anlamak üzere bir defa daha İtilâf Devletleriyle yakından teması gerekli gördü ve bu sebeple de İçişleri Bakanı Fethi (Okyar) Bey’i Avrupa’ya gönderdi. Fethi Bey, Batı’daki “Ricâl-i siyâsiye ile görüşmek ve müzakerata girişmek ve te’sis-i sulh için, her şeyi yapmak için, selâhiyyet-i kâmiliye mâlik bulunuyordu”. 18 Temmuz’da Marsilya’ya varan ve 23 Temmuz’da Paris’te Poincaré ile görüşen Fethi bey o gün gazetecilere, “Zaferi kazanabiliriz fakat kan dökmekten çekiniyoruz” demişti. O, 30 Temmuz’da Londra’ya gitti. Fakat orada ne Balfour ne de Lord Curzon ile görüşmesi mümkün oldu. Sadece 4 Ağustos 1922’de Foreign Office’de Vansittart, Fethi Bey’i kabul etmiş ve” İngiltere şimdi müzakere istemiyor” demek suretiyle bütün barışçı yolları kapatmıştı. Nitekim 9 Ağustos 1922’de Havas – Reuter, “Fethi Bey’in Londra ziyaretinin akim kaldığını” bildirmişti. anlaşılıyordu ki. İngilizler, bir insanlık duygusunun etkisi altında Türkler tarafından yapılan bu barışçı teşebbüsü, bu yolda değerlendirmemiş ve bunu bir za’fın sonucu olarak kabul etmişlerdi. Buna rağmen Fethi Bey, teşebbüslerinden vazgeçmedi ve Foreign Office’de 14 Ağustos’da Müsteşar Tyrrell ile görüştü, açıklamalarda bulundu. Tyrrell bu istekleri Dışişleri Bakanına ileteceğini söylemişti. Fakat Fethi Bey’deki izlenimler olumlu değildi. Onun için, barış yolu ile Türk meselesinin halledilemeyeceğine tamamıyla inanmış olan Fethi Bey, hükümete verdiği raporda, “Milli maksatlarımızın sağlanması ancak askeri faaliyetlerle kabil olabilecektir, başka tetkika, başka tefsire mahal yoktur” demek suretiyle kanaatlerini açıklamıştı. Avrupa’daki öteki Türk temsilcilerinin gönderdiği raporlarda da Fethi Bey’in kanılarına uygun bilgiler vardı. “Bunun üzerine Başkumandanlık, teşebbüs ât-ı muslihâne ve siyasiye icabı olarak, fi’le koymayı te’hir ettiği taarruz kararını fi’len mevkı’-i tatbîka vaz’a ve taarruzu icraya karar verdi” ve verilen tarihi kararı uygulamak üzere M. K. Paşa 17/18 Ağustos gecesi Ankara’dan ayrılarak Otomobille Tuzçölü üzerinden Konya’ya” gitti. Onun Ankara’dan ayrıldığını bir kaç kişiden başka bilen yoktu
  Alıntı ile Cevapla