Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 10:20   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Atatürk ile simgelenen Türk Devrimi, hem karşı-emperyalist bir eylemin, hem
de Batılılık ideolojisinin bir bireşimi olduğu için, dünyada ikinci bir
benzeri yoktur. Bu --biriciklik-- bilimsel çözümlemelerde de zorluklar yarattı.
Tarihsel gerçekleri elimden geldiğince uygun bir aktarmayı, çağdaş bilimin
bize verdiği yeni çözümleme modellerini gücüm yettiğince kullanarak yapmaya
çalıştım.
Çalışmamı üç kitapçık biçiminde düzenledim. Bu kitapçıklar birbirinden
bağımsız olarak ele alınabileceği gibi, birbirlerini tamamlayıcı özelliklere
de sahip.
Birinci kitapta, bir devrimin nesnel koşullarını kavramlar ve modeller
açısından Türk Devrimi'ni irdelemek amacıyla ele aldım. Önce terim ve
kavramlar üzerinde durduktan sonra, gelişmiş ülkeler için geçerli iki model
ile, gelişmekte olan ülkeler için geçerli bir modeli Türk Devrimi ile
karşılaştırmalı olarak inceledim. Son olarak da bir devrimin koşulları üzerine
genel bir model önerdim (İkinci baskıda bu bölümün sonuna ayrıca nesnel
devrim koşulları açısından Osmanlı toplumunun durumunu irdeleyen bir bölüm
daha ekledim.).
İkinci kitapta, bir devrimin öznel koşullarını, Türk Devrimi açısından ele
aldım. Bu kitapta Atatürk'ü liderlik, örgüt ve ideoloji açısından incelemeye
çalıştım. Böylece öznel koşullar açısından bir değerlendirme yapmaya çaba
harcadım.
Üçüncü kitapta ise, Türk Devrimi'ne dayalı olarak bir değerlendirme yaptım.
Bu değerlendirmeye dayalı olarak, ideolojik boyutu ağır basan bir model
çerçevesinde Türk Devrimi'ni açıklamaya çalıştım.
Bu çabalarımın Türk Devrimi'ni açıklamakta da, Atatürk'ün eylemini
değerlendirmekte de yeterli olmadığını biliyorum. Çünkü her iki olay da tek
bir kişinin çabalarıyla açıklığa kavuşturulacak denli yalın değil. Bu nedenle
yaptığım çalışma, tartışmalara yeni bir boyut kazandırabilirse, kendimi
görevini yapmış sayacağım.
  Alıntı ile Cevapla