Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 10:24   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çağdaş toplumbilimin sınıf, değişme, örgüt, kurum gibi tüm kavramları
--ilişkiler-- içinde düşündüğü ve bu ilişkileri bir --yapı-- çerçevesinde ele
aldığı düşünülürse, (Tiryakian, 1970:112-145; Bottomore, 1970:146; Kongar,
1979:33-34) devrim, siyasal toplumsal, ekonomik ilişkiler düzeninde hızlı
değişmeye yol açan olaydır demek yanlış sayılmaz (Burada bir yaklaşım olarak
--yapısalcılık--ı değil, toplumsal degişmenin ancak --yapıdaki değişmeler--
biçiminde algılanabileceği düşüncesini aktarmak isteğimi özellikle belirtmek
isterim. E.K.).
Devrim ile öteki değişmeleri birbirinden ayıran fark aslında kapsam ve hız
ayrımıdır. Her toplumun her an değişme içinde olduğu anımsanırsa, --devrim--
olayını yalnız --değişme-- kavramına bağlamak anlamsızlaşır. Çünkü o zaman,
her toplum her an --devrim-- yaşıyor demektir. Oysa, her toplumda her an devrim
olmaz.
Şimdi --devrim-- kavramının üç ögesi ortaya çıkmış olmaktadır. Bunlar sırası
ile, --yapı değişmesi--, --bu değişmenin alışılagelmişten hızlı olması-- ve yine
--bu değişmenin alışılagelmişten kapsamlı olmasıdır--. --Alışılagelmiş-- terimini
öznel bir kavram olarak değil, --tarihsel süreç içinde-- ve --belli bir toplum
bağlamı--nda nesnel bir açıdan alıyorum.
Sonuç olarak, Türk Devrimi'ni, Türkiye'nin siyasal, toplumsal ve ekonomik
yapısında (yani, ilişkilerinde) hızlı ve kapsamlı bir değişme yaratma olayı
olarak gördüğümüzü ve Atatürk'ün eylemini bu bağlam içinde inceleyip
irdelemeye çalışacağımızı belirtelim.
:::::::::::::::::::
  Alıntı ile Cevapla