Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 10:27   #30
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İşte tarihsel olarak Endüstri Devrimi ile Fransız Devrimi'nin ilk kuramsal
ürünü, --pozitivizm-- ve ona dayalı olan --insanlık dini-- dir.
Fransız Devrimi'nin doruk yıllarında doğan Auguste Comte tarafından
oluşturulan --pozitivist-- model, aslında hiç de --devrimci-- değildir. Çünkü,
herhangi bir düzeni --devirmek--ten çok, --kurma--ya yönelik bir modeldir. Comte,
bizzat kendisi, --pozitivist-- görüşlü --sosyokratlar-- için şunları söylüyor:
--Şu halde, her birisinin mahiyetine göre tatbik zemini bulacağı bütün
beşeri kabiliyetleri umumi teceddüde (yenileşmeye) hakimane bir suretle
iştirak ettirecek hakiki bir sosyokrasiyi imkan nisbetinde tesis etmek üzere,
Garbı (Batı) anarşik bir demokrasi ile mütedenni (gerileyen) bir
aristokrasiden kurtarmaya geliyoruz. Filvaki, biz sosyokratlar, aristokrat
olmadığımız kadar demokrat da değiliz. Bize göre bu muhalif partilerin
ehemmiyete değer kütleleri, tatbikatta bir taraftan tesanüdü, diğer taraftan
da devamlılığı temsil eder ki, pozitivizm nihayet bunların esef edilecek
çarpışmalarının yerine aralarında esaslı zaruri bir tabiiyet münasebeti
(bağımlılık ilişkisi) tesis etmiştir. Fakat, her ne kadar siyasetimiz bu iki
eksik ve insicamsız temayülün aynı nisbette üstünde bulunuyor ise de, bu
mukabil iki partiyi bugün aynen reddedecek değiliz. Felsefi ve içtimai
mesleğimin devam ettiği otuz seneden beri muhtelif rejimlerimizde muhalefet
ismi verilen şeye karşı daima derin bir nefret ve her türlü yapıcılara karşı
mahrem bir yakınlık hissetmişimdir. Her tarafta umumi kuruculuğun bellibaşlı
bir ihtiyaç halinde göründüğü bu asırda, hatta açıkça eskimiş malzeme ile
yapıcılıkta bulunmak isteyenler bile, sadece yıkıcı olanlara nisbeten, bana
müreccah (tercih edilir) görünmüştü. Resmi muhafazakarlarımızın geri hallerine
rağmen, basit ihtilalcilerimiz bana zamanımızın hakiki ruhundan, pek daha
uzak görünmektedir. Bunları, durgunluklarına karşılık seleflerini
(kendilerinden önce gelenleri) temayüz ettiren cömert umumi inkılap hislerini
kullanmadan, XIX'uncu asrın ortasında körü körüne ancak XVIII'inci asra
yaraşacak menfi istikameti (olumsuz doğrultuyu) devanı ettirmektedirler.--
(Comte, 1952:XLII-XLIII).
  Alıntı ile Cevapla