C) Pozitivist Kuramın Temel Özellikleri
Pozitivist kuram, çok kısaca, bir düşünce devrimi olarak nitelenebilir. Bu
kuram --aklın hurafeye--, --bilimin dine-- zaferi olarak da düşünülebilir.
İşin ilginç yanı, --aklın dine egemenliği-- düşüncesini yaymak için Comte'un
bir --insanlık dini-- kurma çabasında oluşudur.
Bu noktada, hem determinist oluşu, yani pozitivist aşamanın toplumların
kendi iç dinamiği sonunda, zorunlu olarak erişilecek bir aşama niteliği
taşıdığına inanması, hem de bu aşamayı kurmak ve geliştirmek için bir din
oluşturması, tam anlamıyla, sınıfsal devrim kuramını ve bunun kuramcısı
Marx'ı anımsatmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, belki de Marxçı düşüncenin
temelleri arasında --Fransız sosyalizmi-- ile birlikte --Fransız pozitivizmi--ni
de saymak gerekebilir (Sınıfsal devrim modeli incelenirken bu konunun
üzerinde daha ayrıntılı olarak duracağım) . Bilindiği gibi, Marx da komünist
toplumu hem zorunlu bir aşama olarak görür, hem de bunu çabuklaştırmak için
işçilerin birleşerek çalışmalarını öğütler ve bu amaçla bir de örgüt kurar.
İşte tam bu noktada, pozitivist kuramın tutuculuğu ve bu yüzden de uğradığı
başarısızlık ortaya çıkar. Comte, kendi dinini yaymak, devrimini
gerçekleştirmek için mevcut düzenin egemenlerinden yardım aramaktadır.
Bunların arasında Rus Çarı ve Osmanlı İmparatoru bile vardır. |