Nitekim, pozitivizmin, Mustafa Keınal Atatürk'ün elinde bu denli işlevsel
olabilmesinin altında yatan gerçek, Osmanlı toplumunun hem siyasal otoritenin
kaynağı bakımından, hem de toplum yapısı açısından dine dayalı bulunmasıydı.
:::::::::::::::::::
3-) Sınıfsal Devrim Modeli ve Türk Devrimi
Günümüz dünyasına biçim veren ondokuzuncu yüzyıl Batı Avrupa'sının en
önemli ürünlerinden biri de --sınıfsal devrim-- modelidir. Marx ve Engels
tarafından geliştirilen bu model de, bütün benzerleri gibi, tüm insanlığı
belli bir biçimde yoğurmaya yöneliktir. Yine tüm benzerleri gibi, temelinde
ondokuzuncu yüzyıl Batı Avrupa'sının özellikleri yatmaktadır. Marx ve Engels'e
tarihsel maddeci açıdan yaklaşan Moskova, Marx-Engels Enstitüsü Müdürü
Riazanov, Sosyalist Akademi'de verdiği derslerde şöyle diyor: --Marx ve
Engels'in yaşamları üzerine hazırladığımız bu çalışma, kendilerinin
geliştirdiği ve uyguladığı bilimsel yönteme uygun olarak yapılmıştır. Kişisel
dehalarına rağmen, Marx ve Engels de son tahlilde belirli bir tarihsel anın
adamlarıydı. İkisi de olgunlaşırken, yani aile çevrelerinin etkisinden yavaş
yavaş çıkarlarken, dosdoğru, temel özelliklerini Temmuz Devrimi'nin
(Fransa'daki 1930 Devrimi) Almanya üzerindeki etkilerinin, bilim ve felsefenin
dev adımlarla ilerlemesinin, işçi ve devrim hareketlerindeki büyümenin
belirlediği bir tarihsel çağın girdabı içine sürüklenmişlerdi. Marx ve Engels,
yalnızca belirli bir tarihsel dönemin ürünleri değildiler; kökenleri
itibarıyle özel bir bölgenin, Ren eyaletinin insanlarıydılar: Ren, Almanya'nın
tüm parçaları içinde en uluslararası özellik taşıyan, en sanayileşmiş ve
Fransız Devrimi'nin etkisine en açık bölgeydi.-- (Riazanov, 1978:43). |