Sınıfsal devrim modeli de geniş kapsamlı bir tarih incelemesine dayanır.
Ondokuzuncu yüzyıl Batı Avrupası'nın çalkantılı yılları, tüm düşünürler gibi
Marx ve Engels'i de, çevrelerinde olup bitenleri anlamak için tarihe
yöneltmiştir.
Tarih incelemelerinden çıkan sonuca göre Marx, insanoğlunun yazgısının
uzlaşmaz sınıflar arasındaki çatışmalarla belirlendiğini savunur. Bu nedenle
de insanlığın tarihini sınıf çatışmalarının tarihi diye niteler (Marx and
Engels, 1973-a:108-109). Sınıf çatışmaları sonunda insanlığın ondokuzuncu
yüzyıl Batı Avrupası'nda eriştiği nokta, artık biri burjuvazi, öteki
protelerya olarak iki büyük sınıf arasındaki savaşımdır.
Burjuvazi, Engels'in, Komünist Manifesto'nun 1888 baskısına koyduğu nota
göre, çağdaş kapitalistler ücretli işgücünün işvereni ve toplumsal üretim
araçlarının sahipleridir. Yine aynı notta Engels, proleteryayı da üretim
araçlarına sahip olamayan ve yaşamak için emeğini satmak zorunda bırakılan
çağdaş ücretli işçiler olarak tanımlıyor.
İşte --sınıfsal devrim-- modelinin temelinde sınıf çatışması, güncel olarak
da burjuvazi ile proleterya'nın savaşımı yatmaktadır. Tüm insanlık tarihi
boyunca gelişen bu sınıf çatışması Marxçılara göre artık son aşamasına
gelmiştir. |