| 
 İşte tam bu noktada, sınıfların devrimci niteliği de ortaya çıkmaktadır.Yeni teknolojinin geliştirdiği yeni sınıf, toplumun üretim biçimini yeniden
 oluşturmak için devrim yapar. Tüm siyasal, toplumsal, kültürel yapıyı
 kendisine, yani yeni teknolojiye ve yeni ilişkilere uyacak biçimde değiştirir.
 Sınıfsal devrim kuramının altında yatan inanç, toplumların zorunlu olarak
 gideceği noktanın, insanın müdahalesiyle çabuklaştırılabileceğidir.
 Toplumların, çeşitli aşamalardan geçerek, sonunda, sınıfsız toplum
 (komünist toplum) aşamasına ulaşması kaçınılmazdır. Bu dönemde, artık, son
 devrimci sınıf olan proleterya da kendisini tasfiye eder ve insanlık sınıfsız
 topluma ulaşır. Bu aşama, insanlığın zorunlu olarak ulaşacağı bir noktadır.
 Fakat, insan toplumunun son biçimi değildir (Bottomore, 1963:246).
 Marx, kendinden önceki düşünürlerin de sınıf ve sınıf çatışması
 kavramlarını kullandığını söyler. Kendi kuramını, kendinden önceki
 düşüncelerden ayıran özellikleri, determinizm olarak belirler. Marx'a göre,
 kendi katkıları üç grupta toplanabilir: Birinci nokta sınıfların, ancak
 üretim gelişmelerindeki özel tarihsel aşamalar sonunda ortaya çıktıklarıdır.
 İkinci nokta sınıf çatışmalarının sonucunun kaçınılmaz ve önlenemez bir
 biçimde proleterya diktatörlüğüne yol açmasıdır. Üçüncü nokta ise, proleterya
 diktatörlüğünden sonraki aşamanın, bütün sınıfların ortadan kaldırılmasıyla
 belirlenen sınıfsız toplum biçiminde sonuçlanacağıdır (Marx and Engels,
 1973-a:528).
 |