Yukardaki satırlar, sınıfsal devrim kuramı ve uygulaması açısından, en
yetkili ağızdan, Rusya'da bu devrimi gerçekleştirmiş olan olan liderin,
Lenin'in ağzından, Türk Kurtuluş Savaşı'nın değerlendirmesini vermektedir.
Ayrıca, daha önce Atatürk'ün sözlerini aktarırken, dış ilişkilerdeki temel
ögenin ulusal bağımsızlık olduğunu ve Sovyetler Birliği'ne de bu açıdan
yaklaşıldığını vurguladığımda bu yargının, her iki taraf için doğru olduğunu
da kanıtlamaktadır.
Lenin'in Aralov'a sözünü ettiği Frunze de, Türklerin Kurtuluş Savaşı ile
Sovyetler Birliği'nin ilişkilerinin karşılıklı saygı ve antiemperyalist bir
ideolojik birlik çerçevesinde geliştiğini yazıyor:
--Sovyet devletler, Batı Avrupa ve Amerika'nın esareti altında bulunan Doğu
ülkelerindeki ulusal-demokratik hareketlere daima kendi sorunları
doğrultusunda yardımcı olmuşlardır... Bundan başka, benim gidişim Türkiye'nin
içinde bulunduğu son derece ağır koşullar sırasına rastlıyor. Ağustos ayında,
Türk ordusunun Yunanlılar tarafından yenildiği, Ankara'nın bile Yunan
ordularınca alınma olanağı belirdiği bir zamanda Sovyet Ukrayna, Rusya'nın da
onayıyla oraya bir elçi göndererek Türkiye'ye karşı dostluk eğilimini
herkesten önce göstermek gereğini duymuştur.-- (Frunze, 1978:120). |