Ekonomik özellikleri bakımından bu ülkeler ya tarıma ya da montaj
aşamasında sanayiye dayalı toplumlardan oluşurlar. Gerek teknolojik girdiler,
gerekse doğrudan hammadde girdilerinin önemli bir bölümü ya dolaylı ya da
çoğu zaman olduğu gibi, doğrudan, gelişmiş teknolojiye sahip ülkelerce
bağımlıdır. Tasarruflar ve buna bağlı olarak yatırımlar düşüktür. Dışsatım
olanakları sınırlı olduğundan, dış ticaret sürekli açık verir. Ekonominin her
dalında verimlilik düşüktür.
Toplumsal özellikleri bakımından bu ülkelerdeki sınıflar, çağdaş bir
kapitalist toplumdaki sınıflardan farklıdır. Ne sermaye sınıfı, ne de işçi
sınıfı, ileri teknoloji ülkelerinde görülenlere benzer. Her ikisi de kendi
arasında küçük parçalara bölünmüştür. Bu yüzden, burjuvazinin gelişmemiş bir
bölümü, --ulusal-- bir görüntüye bile sahip olabilir. Öte yanda, işçi sınıfı,
kendi sınıfının hemen hemen tüm öznel (sübjektif) koşullarından yoksundur. Ya
da öznel koşullar (ideolojik öğeler) tümüyle, nesnel koşullardan bağımsız bir
biçimde gelişmiştir.
Önemli ve etkin bir biçimde feodal kalıntılar vardır. Her ne kadar, bunlar,
artık yok olmakta iseler de güncel olarak, toplumsal ittifaklarda
ağırlıklarını duyururlar. |