Günümüzdeki azgelişmiş ülkelerin, yine, günümüzdeki gelişmiş ülkelerin
geçmişlerine benzemediği çok açıktır. Teknolojik bakımdan, bugünkü sanayi
ülkelerinden yüz yıl önceki aşamayı yaşayan azgelişmiş ülkeler belki vardır
ama, o toplumlarda, yüz yıl önce dünyada bulunmayan televizyon, elektronik
beyin ve uçak gibi araç ve gereçler de vardır. Bunlar, bir yandan günümüzdeki
azgelişmiş ülkelerin toplumsal yapılarını, iç dinamik açısından etkilerken,
öte yandan, dış dinamik bakımından da, onları dış dünyaya çok daha bağımlı
duruma getirmektedir.
Dış Yapının Yansıması Olarak İç Yapı
Merkez-çevre kuramı, azgelişmiş ülkelerin toplumsal yapılarını tümüyle,
merkezedeki metropol ülkelerin uzantısı olarak görür. Bu anlayışa göre, bir
azgelişmiş ülkedeki yapıyı, --çağdaşlaşmış-kapitalistleşmiş-- ve
--geleneksel-feodal-- olarak ikili bir sistem içinde düşünmek yanlıştır. Çünkü
bu ikili sistem, tümüyle, dünya, emperyalizminin, bir ülkeyi sömürmek için
yaptığı etkilerin uzantısıdır. Bir başka deyişle, --ikisi sistem--, --tek bir
varlığın, emperyalizmin-- uzantısıdır. Bu nedenle de, ülkenin --geri kalmış--
bölümünü, --çağdaş-- bölümüne yaklaştırmaya çalışmak, hem çok kolay değildir,
hem de emperyalizmle bütünleşmeyi güçlendirmekten başka bir işe yaramaz.
Merkez-çevre kuramının, bir ülkenin iç dinamiğini de, dış ilişkilerinin
belirlediğine ilişkin görüşü şu satırlarda iyice belirginleşir: |