IV) İnsan bir boşluk ve hiçlik duygusuna kapılır (Bu yüzden de Durkheim'e
göre, intiharlar artar).
V) Bireyler, toplumsal ve psikolojik destek için kişisel ilişkilerine
güvenemezler.
VI) Birey tam anlamıyla toplumuna yabancılaşır, dışlanır. Maddesel ve
zihinsel yaratıcılığı engellenir. Yalnızlığı içinde çevresinin köleliğine
mahkum olur (Tolan, 1980:181-185).
b) Toplumun bütünleşmesine yardımcı olan ögelerin işlevlerini yitirmesi.
Her toplumda, hukuk, meslek odaları, piyasa mekanizması, aile, siyasal
partiler gibi insanların beraberce yaşamalarını sağlayan eşgüdümcü ve kural
koyucu kurum ve mekanizmalar vardır. Bunlar, farklı nitelikte ve değişik
çıkarlara sahip insanların birarada yaşamalarına yardımcı işlevler yerine
getirirler. Bunlar yozlaştığı ve ortadan kaldırıldığı zaman, bu işlevler
yerine getirilemez olur (Eisenstadt, 1966:37-40). Bu durum ise, hiç kuşkusuz,
ortamı bir devrim için son derece uygun hale getirir.
c) Toplumsal yapıdaki tutarsızlıkların çok oluşu. Değişen toplumlarda,
özellikle hızlı değişme dönemlerinde, tüm kurum ve mekanizmalar aynı hızla
değişmezler. Bu durum, toplumu oluşturan çeşitli ögeler arasında önemli
tutarsızlıklar yaratır. Bu tutarsızlıkların artması oranında, devrim
olasılığı da yükselir (Smelser, 1964). |