Bu durumun sonunda, değişik toplumsal gruplar arasındaki farklılıklar daha 
da vurgulanmaya başlamıştı. Bir yandan siyasal ayrılık hesapları yapılıyor, 
öte yandan, Müslüman-Türk halk ile öteki kesimler arasında düşmanlık tohumları 
yeşertiliyordu. 
  İlerde siyasal nedenler bölümünde görüleceği gibi, bu ayrılıkçı eğilimler 
hem Avrupa'daki ulusçuluk akımları ile destekleniyor, hem de İmparatorluk 
üzerinde belli hesapları olan büyük devletlerce körükleniyordu. 
  Böylece, İmparatorluğun yapısından gelen farklı toplumların birarada 
yaşaması olayı, son dönemlerde artık bütünlüğü bozucu ve siyasal birliği 
zedeleyici bir özellik kazanmıştı. 
  i) Toplumun bireyleri, gerek sade tebalar, gerekse liderler olarak, 
İmparatorluğun batışını tüm boyutları ile algılıyorlardı. Bu yüzden de herkes 
bir anlamda --başının çaresine bakmaya-- çalışırken, lider kadro da 
İmparatorluğu kurtarmak için kendi görüşleri doğrultusunda hazırlık 
yapıyordu. 
  Örneğin, Mustafa Kemal Paşa da, ülkeyi kurtarmak için kendi kendini 
hazırlayan liderlerden biriydi.    |