Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 11:00   #183
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Meşruluğunu kaybetmiş toplumsal yapının bir başka görüntüsü de, hukuktu.
Daha İmparatorluğun güçlü dönemlerinden başlayan örfi hukuk olayı bile,
değişen dünyanın gereklerini yerine getirmekte yetersiz kalıyordu. Dışa
bağımlı olarak gelişmekte bulunan kapitalist filizler için bile Mecelle
yetersiz kalmıştı. Çalışma dünyası yanında, evlilik, mülkiyet gibi kurumlar
da, yasal yetersizlikleri yaşıyorlardı.
İşte, Weber'in deyişiyle, karizmatik lider Mustafa Kemal Atatürk,
meşruluğunu kaybetmiş bu toplumsal yapı ile yeni değerleri içeren kültürel
yapı çatışmasını çözen bir kişi olarak ortaya çıktı. Yıpranmış, günün
gereklerine yanıt veremeyen, eski değerlere göre örgütlenmiş olan, bu yüzden
de Weber'in --meşruluğunu kaybetmiş-- olarak nitelediği toplumsal yapıyı, yeni
oluşan kültürel yapıya uygun olarak değiştirdi. İslam'a göre kurulmuş ve
işlevşelliğini kaybetmiş toplumşal yapının yerine, Fransız Devrimi'nin
getirdiği düşüncelere dayalı yeni Batılı kültürel yapıya uygun toplumsal
örgütlenme biçimlerini ve yeni kurumsal düzeni yerleştirdi. Bir yandan
siyasal erki geleneksel kaynaktan meşru kaynağa kaydırırken, öte yandan
--Atatürk Devrimleri-- denen reformlarla bütün toplumsal, hukuksal, kültürel
yaşamı yeniden düzenlemişti. Sanırım, tarihte, toplumbilimsel işlev anlamında
Weber'in --karizmatik lider-- tipine Mustafa Kemal Atatürk'ten daha uygun bir
kişi yoktur.
  Alıntı ile Cevapla