Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 11:49   #219
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Hepimiz şaşırmıştık. Bakan da öyle. Daha şaşkınlığımız geçmeden o babayani
iki asker, Reşit Galip'i karga tulumba kucaklayıverdiler. Havaya kalkan Bakan,
önce bir iki çırpınmayı denedi; fakat ne haddine. Dev gibi muhafızların birer
çelik pençeyi andıran elleri arasında kıpırdamak ne mümkün.
Toplantıda bulunanlarda heyecan son haddini bulmuştu. Sonunun ne olacağını
merak ediyorlar, adeta nefes bile almaktan korkuyorlardı. Atatürk ise
soğukkanlı ve tabii görünüyordu.
Askerler, Reşit Galip'i iki üç kez havaya kaldırdılar. Tam yere vuracakları
sırada Atatürk'ün bir işaretiyle vurmaktan vazgeçiyorlar, tekrar
vargüçleriyle havaya sallıyorlardı.
Birkaç kez tekrarlanan bu hoş oyundan şonra (biz çocukluğumuzda çok
oynardık) Atatürk, Mehmetçiklere: --Yeter !-- dedi. Sonra sofradakilere döndü.
Gülerek, --Biz istersek böyle de hareket edebiliriz-- dedi.
Acaba Atatürk, bu oyunla; vaktiyle kendisine hakaret eden Reşit Galip'e
centilmence bir ders mi vermek istemişti? Ama ben, bunun şaka çerçevesini
hiçbir zaman aşmadığını sanıyorum. Atatürk, Reşit Galip'i sevmeseydi, o
olaydan sonra onu ne Bakan yapardı, ne altı okka ettirirdi. Atatürk, vaktiyle
kalk dediği halde sofradan kalkmayan Reşit Galip'i isterse böyle
kaldırabileceğini mi ima etmişti acaba?-- (Bu öykü Atatürk hakkında
anlatılanlar arasında en değişik aktarılanlardan biridir. Olay, aralarında
Afet İnan ve Hasan Rıza Soyak da bulunan çeşitli kişiler tarafından farklı
anlatılmıştır. Aslında olayın içinde bir de Madam Vera ve --Rose et Noire--
kulübüne ilişkin olup bitenler vardır (Bozdağ, 1975:77-93).)
(Granda, 1973:76-82).
  Alıntı ile Cevapla