Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 11:53   #243
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bir de şu öyküye bakalım:
--Japon Veliahdı gelmişti. Muazzam ve mükellef bir ziyafet sofrasındaydılar.
Atatürk bir aralık Japon tarihinden söz açtı ve bir meydan muharebesini
anlattı.
Japon Veliahdı hayret etmişti.
Atatürk, tarihten mitolojiye geçti. Ve yine Japon mitolojisinden konuştu.
Veliahdın ağzı açık kalmıştı.
Söz edebiyata intikal etti. Gazi, --Japon şiirinin dünya edebiyatında çok
büyük yeri vardır-- diyerek meşhur Japon şairlerinden mısralar okudu.
Veliaht, o gece Gazi'nin söylediklerini bilmiyordu, ilk defa ondan duyuyor
ve öğreniyordu. --Bunları nereden biliyorsunuz?-- diye soramazdı. Fakat
Atatürk'ün bilgi ve hafızasına hayran kalmış, onun esiri olmuştu.
Atatürk hep böyleydi. Herkesi kendine esir ederdi. Her şeyi planlıydı. O,
bütün bunları, Veliaht gelmeden on gün önce tercümeler yaptırarak öğrenmiş,
Japon Veliahdına bu dersi vermeyi ve kendine hayran bırakmayı kurmuştu.--
(Banoğlu, 1954-a:48-49).
Atatürk, aynı özeni bütün yabancı devlet adamlarına göstermiştir. Çünkü,
uluslararası politikada, kişisel etkileşimin önemini görmüş ve kendi
kişiliğinde yarattığı imgelerin, Türkiye Cumhuriyeti'ni etkileyeceğini çok
iyi algılamıştı. Örneğin, Afgan Kralı da gelmeden, günlerce Afgan tarih ve
coğrafyasını tetkik ettiğini ve Hikmet Bayur'u görevlendirerek özel biçimde
Afganistan konusunda hazırlandığını M.Kemal (Öke) söylüyor
(Sel Yayınları, 1955:105). Böylece, kendi kurduğu Cumhuriyeti yüceltmek adına,
bir yandan da kendi karizmasını güçlendiriyordu.
  Alıntı ile Cevapla