Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-02-2007, 11:54   #246
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu öyküde de açıkça görüldüğü gibi, Mustafa Kemal Paşa, umutsuz görülen bir
Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nın liderliğini yüklenirken, çevresindekileri tam
anlamıyla kendine benzetmek zorunda olduğunun farkındaydı ve bu amaçla her
yöntemi kullanıyordu. Pek doğal olarak ilk akla gelen yöntem de,
izleyicilerin kendi yeteneklerine, öngörüşlülüğüne, yani
--karizma--(keramet)sına inandırmaktı. Bunu sağlamak için Mustafa Kemal
Paşa'nın hemen hemen hiçbir fırsatı kaçırmadığını görüyoruz. Örneğin,
muzaffer orduların komutanı olarak İzmir'e girdiğinde kendinden konuşma
isteyen Falih Rıfkı'ya da benzer bir --etkileyici-- davranışta bulunur. Falih
Rıfkı, İzmir'e girişin ilk günlerinde Latife Hanım'ın Göztepe'deki konağında
Atatürk'le ilk yakın temasını şöyle anlatıyor:
--Mustafa Kemal'in ilk sofrasında bulunacaktık. Holde toplandıktan biraz
sonra, arkasında beyaz bir Kafkas gömleği ile merdivenden indi. Bu kemerli
gömlek, pek ahenkli bir endam ister. Mustafa Kemal, ince, zarif ve güzel bir
erkekti. Kahramanlık şanının o günlerde, bu güzelliği nasıl cazibelendirmiş
olduğu da kolay anlaşılabilir.
Şimdi onun şahsiyeti ile tanışmak fırsatıydı. Derin bir merakla bütün
sözlerini ve jestlerini izliyordum. İlk öğrendiğim şey, kuvvetli ve yanılmaz
hafızası oldu. Bir aralık, --Müsaade eder misiniz sizi ilk önce nerede görmüş
olduğumu anlatayım-- dedim. Hemen bakışı şehlaya kayarak:
  Alıntı ile Cevapla